| Hastamızın tecavüze uğradığını öğreniyoruz ve senin tepkin bu mu? | Open Subtitles | لقد اكتشفنا أنّ مريضتنا تعرّضت للاغتصاب وهذا ما تردّ به؟ |
| Demek istediğim, Herkesin şiir okuduğu yerlerde insanlar tecavüze uğruyor. | Open Subtitles | أعني، الناس يتعرضون للإغتصاب في القصور حيث الجميع يلقي الشعر. |
| Tüm bunlar gösteriyor ki, Bay Raj Bayan Sonia'ya tecavüze yeltenmiştir. | Open Subtitles | كل هذا يدل على أن السيد راج حاول اغتصاب السيدة سونيا |
| En kötüsü tecavüze uğramak değil, bunu herkese söylemek zorunda olmaktır. | Open Subtitles | إن أسوء ما فى الأمر ليس الاغتصاب نفسه، ولكن اخبار الجميع |
| Çıplak cesedi bir mahzende bulunmuş, boğazlanmış ve tecavüze uğramış. | Open Subtitles | جثتها العارية وجدت في قبو و تم خنقها و اغتصابها |
| Bir kadının tecavüze uğradığı saatlerde yaptıkların hakkında neden yalan söylüyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنت تكذب حول ما كانوا يفعلون في ليلة اغتصبت امرأة؟ |
| Mağdurun işkence gördüğü ve tecavüze uğradığı bildirildi. | Open Subtitles | الناجية صرّحت بأنه تم تعذيبها و إغتصابها |
| Bununla birlikte yaşadığım tüm travmaları düşündüm: şiddet, taciz, tecavüze uğramam. | TED | ومع ذلك، فقد كنت أفكر بجميع صدماتي: العنف، سوء المعاملة، اغتصابي. |
| Röntgencilikle başlayan olaylar ilerleyerek tecavüze dönüşmüş olabilir. | Open Subtitles | قد تكون بدأت الامور كالتلصلص ومن ثم ارتقت الى الإغتصاب |
| Niye sapık şeyler konuşuyoruz? tecavüze uğrama ihtimalin zayıf. | Open Subtitles | لماذا اركز على مواضيع المهوسيين علاوة على ذلك انه لن يتم اغتصابك |
| Ve bu konuda yalan söylediyse tecavüze uğradığı konusunda da yalan söylüyor olabilir. | Open Subtitles | وإذا كذب حول هذا، أنه يمكن أن يكون أيضا الكذب حول تعرضها للاغتصاب. |
| Belki de sadece rol yapıyordur, bilemezsin. tecavüze uğradığını saklamak falan gibi. | Open Subtitles | ربما تغطي على الأمر فحسب، ربما تحاول أن تعكس إحساسها بتعرضها للاغتصاب. |
| Annelerin kızların okulu olmasını isteme sebepleri şuydu: bir kız çocuğu okula yürürken tecavüze uğrarsa anne suçlanırdı. | TED | والسبب في أنهم يريدون المدرسة للبنات لأنه عندما تتعرض فتاة للاغتصاب في طريقها إلى المدرسة، تلام الأم لذلك. |
| Hiç tecavüze uğramadım ve bir Burma hapisanesinde olabilme ihtimaline yaklaşmadım bile | TED | لم أتعرض للإغتصاب من قبل و لم أكن في وضع مشابه أن أكون في سجن بورمي |
| ABD'nin her tarafında, ilk buluşmalarında tecavüze uğrayan veya en iyi arkadaşlarınca bir gece uyuşturucu verilip ırzına geçilen kızlarla tanıştım. | TED | كنت مع بنات عبر كل أمريكا اللاتي تعرضن للإغتصاب أو تم إغتصابهن بواسطة أعزّ الأصدقاء عندما تم تخديرهن لليلة واحدة. |
| Çok sayıda erkek tarafından sayısız tecavüze uğramıştı. | TED | حيث تم اغتصاب الفتاة عدة مرات من العديد من الرجال. |
| Yılanlardan korkuyormuş. tecavüze uğramaktan korkuyormuş. | TED | كانت خائفة من الثعابين. كانت خائفة من الاغتصاب. |
| üvey babası tarafından defalarca tecavüze uğramış ve bunu kimseye söylememesi için şiddetle tehdit edilmiş. | TED | تم اغتصابها مراراً، من قبل زوج أمها. وتم تهديدها بالعنف، في حال أخبرت أحداً |
| Monrovya'daki bu köprüde eski isyancı bir asker, savaşta tecavüze uğramış bir kadının portresini yapıştırmamıza yardım etti. | TED | على هذا الجسر في مونروفيا, جندي متمرد سابق ساعدنا على الصاق صورة لسيدة يُعتقد انها اغتصبت اثناء الحرب. |
| Birisi ona doğum kontrol hapı verirse, tecavüze uğradığına sonu kötü olmaz. | Open Subtitles | وسيقوم أحدهم ببيع جسدها مقابل المال لذا إن تم إغتصابها لن يكون بالأمر السيء |
| Kısaca, geçen yıl erkek arkadaşın Nate tarafından tecavüze uğradım. | Open Subtitles | باختصار , تم اغتصابي العام الماضي من قبل صديقك نايت |
| Yani disiplin cezası berbattır fakat gardiyanlar tarafından tecavüze uğramak kadar olacağını sanmam. | Open Subtitles | أعني بأن الحجز سيء ولا أريده ولكنني أراهن بأن الإغتصاب الجماعي من حراس السجن أصعب |
| O zaman tecavüze uğramanın nasıI bir şey olduğunu öğreneceksin. | Open Subtitles | وبعندها سنري كيف سيعجبك أن يتم اغتصابك اوقفها |
| Ama endişelenmekten hasta oluyordu. Oğlunun kaçırılmasından, çocuk asker yapılmasından endişe ediyordu. Kızlarının tecavüze uğramasından korkuyordu. Yaşamları için endişeliydi. | TED | لكنها كانت دائمة القلق. كانت تخاف أن يُخطف إبنها و يأخذ كجندي صغير. كانت تخاف أن تغتصب بناتها. كانت تخاف على حياتهم. |
| Vahşice tecavüze uğradığı ve hastanede yattığı mı? | Open Subtitles | هل تعني بأنها تعرضت للأغتصاب بشكل وحشي ,وهي الأن في المُستشفى |
| Üç dört defa tecavüze uğradıktan sonra bir iki hareket öğrenmek şart demiştim. | Open Subtitles | بعد أن تمّ إغتصابي ثلاثة أو أربع مرات، تبيّن لي أن ينبغي عليّ أن أتعلم بعض الحركات. |
| Aslında erkek arkadaşı tarafından tecavüze uğramış gibi bir hali vardı. | Open Subtitles | ظهرت أكثر لكي تكون الضحيّة إغتصاب تأريخ من أي شئ آخر. |
| Binlerce insan onun tecavüze uğradığı günü hayatlarının en güzel günü olarak hatırlar. | Open Subtitles | سيتذكر الآلاف اليوم الذي أُغتصبت فيه كأسعد أيام حياتهم |