| Evinizde kalın ve İyice kapatın. Bu sizin kurtulmak için tek şansınız. | Open Subtitles | إبق في منزلك وأحكم إغلاقة إنها فرصتك الوحيدة للنجاة |
| Aramalardan da bir şey çıkmadı. Bu para tek şansınız. | Open Subtitles | ما أتى البحث بنتيجة، المال فرصتك الوحيدة |
| Onu suç üstü yakalamak dışında tek şansınız eseri elinden çıkarırken enselemek. | Open Subtitles | اقصد, عدا أن نُمسكه متلبسّاً فليس لدينا سبيلٌ لإعتقاله فرصتك الوحيدة للنيل منه هي عندما يظهر لإفراغ العمل الفني. |
| Yarınki hasat zamanı ayı, tek şansınız olacak karınızı hamile bırakabilmeniz için. | Open Subtitles | حصاد القمر الغد وسوف يكون لديك فرصة واحدة في تلقيح زوجتك. |
| Bakın, sorumluluk almadan beyzbol oynamak istiyorsanız, tek şansınız benim. | Open Subtitles | اسمعوا ، إذا أردتم اللعب في دوري المدارس فأنا فرصتكم الوحيدة |
| Eğer beni yenmek istiyorsanız, tek şansınız tam şu an. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تتغلب علي, فهذه هي فرصتك الوحيده |
| Sizi iyileştirebileceğini düşünüyorlar. Bu sizin tek şansınız olabilir. | Open Subtitles | يعتقدون أنة يمكن أن يعالجك الآن هي الفرصة الوحيدة لديك |
| tek şansınız biraz daha bekleyip ne zaman yağmur durursa o zaman gelebilirim. | Open Subtitles | فرصتك الوحيدة هي أن تنتظر لفترة أطول قليلاً وعندما يتوقف المطر يمكنني شق طريقي |
| Yapamam. Laneti bozmak için tek şansınız bu. | Open Subtitles | لا أستطيع، فهذه فرصتك الوحيدة لإبطال اللعنة |
| tek şansınız bir dava açmak. Ne olursa olsun bir şeyler. | Open Subtitles | فرصتك الوحيدة هي التوصل إلى شئ فى هذه القضية . |
| Biz senin kurtulman için tek şansınız. | Open Subtitles | نحن فرصتك الوحيدة خروج من هذه الموافقة. |
| Bunu yapmak için tek şansınız benim. | Open Subtitles | إن فرصتك الوحيدة لفعل هذا هي معي |
| - Arka merdivenler tek şansınız. | Open Subtitles | السلالم الخلفية هى فرصتك الوحيدة |
| Ama bu meslekte,sadece tek şansınız, tek fırsatınız olur ve ben de bunu öylece riske atmasını istememiştim. | Open Subtitles | ولكن في هذا المجال لديك فقط فرصة واحدة لتظهر نفسك ولم أشأ أن أفسد عليه تلك الفرصة |
| O tüfekle beni vurmak için tek şansınız var. | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة لتطلق عليّ النار بهذهِ البندقية |
| Bugün bizimle uğraşmak için hiç de iyi bir gün değil. Kaçmak için tek şansınız var. | Open Subtitles | اليوم ليس اليوم المناسب للعبث معنا لديكم فرصة واحدة للهروب |
| Suçlular her kimse bu okuldan atılmamak için tek şansınız budur. | Open Subtitles | أياًكانالمذنبون... هذه فرصتكم الوحيدة لكي تتجبنوا الطرد من المدرسة |
| Ancak dışarıda işler ters giderse bu sizin tek şansınız olacak. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}لكن لو سارت الأمور على منحًى خاطيء بالخارج، فسيكون التّجاوز فرصتكم الوحيدة. |
| Şu anda bu sizin tek şansınız olabilir. | Open Subtitles | هذا الان.. هذه قد تكون فرصتك الوحيده |
| tek şansınız bu. | Open Subtitles | هذه هي الفرصة الوحيدة التي لديكم |
| # Humpty'nin dansı eğlenmek için tek şansınız # | Open Subtitles | هابتي الراقص هو فرصتك لتقوم بالأمبتي |