tek istediği bana sakso çekmek ve ağzına boşalmamı sağlamaktı. | Open Subtitles | كل ما أراده هو مص قضيبي وأن أقذف داخل فمه |
Bakın, Brian'ın tek istediği bize gösterdiği saygıyı görmekti. | Open Subtitles | انظروا .. كل ما أراده براين منا هو نفس الاحترام الذي يكنه لنا |
Bu yaşta bile tek istediği güvenli bir öğretmenlik işi. | Open Subtitles | في مثل هذا السن، كل ما يريده وظيفة تدريس ثابتة |
Bu yaşta bile tek istediği güvenli bir öğretmenlik işi. | Open Subtitles | في مثل هذا السن، كل ما يريده وظيفة تدريس ثابتة |
tek istediği şey ilgi çekmek ama sakın ona istediğini verme. | Open Subtitles | إنه يريد الإنتباه لا تعطه السعادة |
tek istediği, sevdiği insanın ruhuna sahip bir bebek. | Open Subtitles | إنها فقط تريد دمية لها روح الرجل الذي أحبته |
tek istediği sen ve çocukların daha iyi bir hayat yaşaması. | Open Subtitles | كل ما يريد فعله ان يجعل الحياه جيدة لكي ولاولادك |
tek istediği para olsaydı, ikimizi de öldürürdü. | Open Subtitles | لو أن كل ما أراده المال,لكان كلينا ميتين |
Nasıl olur... tek istediği Çukur'da olmaktı. | Open Subtitles | و لكن هذا هو كل ما أراده يريد أن يكون في هذا |
Hayattan tek istediği iyi bir sevgili ve güzel bir kamyonet. | Open Subtitles | "كل ما أراده في الحياة هو فتاة طيّبة و شاحنة رائعة." |
tek istediği son bir öpücüktü Claire. | Open Subtitles | كل ما أراده كان قبلة واحدة أخيرة .. كلير |
O insanların tek istediği, onları öğrenmekten korktukları şeylerden koruyacak biri. | Open Subtitles | كل ما يريده هؤلاء هو ان يحميهم احد مما يخشون معرفته |
tek istediği arkadaşlarıyla dedikodu yapmak. | Open Subtitles | كل ما يريده منها أن يظهرها لرفاقه الصارخون |
Geçmiyorum. tek istediği dikkat çekmek. | Open Subtitles | كلا كلا كلا أعني أن كل ما يريده هو جلب الانتباه |
tek istediği arkadaşlarıyla dedikodu yapmak. | Open Subtitles | كل ما يريده منها أن يظهرها لرفاقه الصارخون |
tek istediği Sovyetler Birliği'ne dönmekmiş ama bilemiyorum. | Open Subtitles | إنه يريد العودة فقط الى "الاتحاد السوفييتي" ولكن.. لا أعرف |
tek istediği söylediği şeyleri yapacak bir erkek. | Open Subtitles | إنها فقط تريد الرجل الذي سيفعل ما تقوله له أن يفعل |
O * (sanırım köpeği ile ilgili bişeyler anlatıyor) tek istediği şey. | Open Subtitles | رفض أن يخرج من تحت الأمطار حتى أشتريتهم , و البقاء تحت المطر هو كل ما يريد فعله |
Acaba onun da tek istediği iyi biri olmak mı dersin? | Open Subtitles | ربّاه ، هل تعتقدين أن كلّ ما أرادته هو أن تصبح شخصاً أفضل ؟ |
tek istediği ailenizin bir parçası olabilmekti. | Open Subtitles | كل ماكان يريده هو أن يكون جزءاً من عائلتكم |
tek istediği biraz mu shu idi. | Open Subtitles | "لقد كان يريد فقط بعض ال"مو شو |
tek istediği dağa tırmanmakmış, şimdiyse kafasında bir balta var. | Open Subtitles | يا للمسكين . . أراد فقط أن يتسلق الجبل , و انتهى به الحال |
tek istediği ikinizin de güvende olması. | Open Subtitles | يريدكما أن تكونا بمأمن |
tek istediği ölmek ve kızına son bir hediye bırakmak. | Open Subtitles | هو فقط يريد الموت وترك هدية أخيرة لإبنته. |
tek istediği hayatlarının sonuna kadar ona bakmaktı. | Open Subtitles | وكل ما أراده هو الأعتناء بها بقية حياتهما. |
- tek istediği, kasabası için doğru olanı yapmak. | Open Subtitles | وكل ما يريده هو عمل الافضل لبلدته مثلك تماما |
Evli insanların tek istediği yeniden bekar olmaktır. | Open Subtitles | الناس متزوج يريد فقط أن تكون واحدة. |
Göğsüne bir mermi girmiş ve tek istediği okula geri dönmek. | Open Subtitles | اصيب بطلق في الصدر وكل ما يريد فعله هو العوده الى المدرسه |