| Konuşmak istediğimiz kişi o, ama şu anki durumundan dolayı ona ulaşabilmemizi sağlayacak tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | نريد الحديث معه هو ، ولكن نظرا لحالته الحالية.. أنت الوحيد الذي يمكنه عقد هذا اللقاء |
| Onu suçlayıp hapse gönderebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي تستطيع إثبات التهمة عليه والوحيد الذي تستطيع الزجّ به في السجن |
| Ne kadar ileriye gidebileceğinizi ve yapabileceklerinizin sınırını belirleyecek tek kişi sizsiniz. | TED | أنت الشخص الوحيد الذي تقرر إلى أي مدى تذهب وماهو مدى استطاعتك. |
| Bütün bu hikayede geleceğini seçme hakkı olan tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد في هذا الموقف بأسره الذي يستطيع تحديد مستقبله. |
| Bütün tayfadan, efendim, bunu yapmanın yolunu bulacak tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | من بين كُلّ طاقمنا، سيدى، أنت الوحيد الذى وجد طريقه لفعلها. |
| 6 insan öldürüldü, ve "Üzgünüm" diyebileceğim tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | قُتل 6 أشخاص، و أنتِ الوحيدة التي يُمكنني الاعتزار لها. |
| Şu anda bulunduğu yerden Barry'i geri getirebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنتم فقط من بوسعهم إعادة (باري) من حيث يتواجد الآن |
| Beni anlayabilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي ربما يمكن أن يفهمني |
| Güvenebileceğim tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه الثقة به |
| Bu aletleri bulabilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي بإمكانه إحضارهم لي. |
| Dinonun orda olduğunu söyleyen tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يضع "دينو" في مكان الحادث |
| Albert Windsor olarak lafını dinleyeceğini düşündüğüm tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد في رأيي الذي يعكن أن يصغي إليه. |
| New York'ta beni görmeyi reddedebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد في نيويورك الذى يرفض حضورى |
| Burada başarı basamaklarını inen tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذى ينزل من على سلم النجاح؟ |
| Bu doğrudur,efendim. Bu yetkiye sahib tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | هذا صحيح يا سيدى , أنت الوحيد الذى لديه هذة السلطة |
| Bu doğrudur, efendim. Bu yetkiye sahip tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | هذا صحيح يا سيدى , أنت الوحيد الذى لديه هذة السلطة |
| Ve her nasılsa, rüyanız sayesinde, gerçeği bilen tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | و بطريقة ما, وفقاً لحلمك أنت الوحيد الذى تعرف الحقيقة |
| Bunu kesin olarak bilebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنا لا أعرف هذا أنتِ الوحيدة التي يمكنها معرفة هذا |
| Şu anda bulunduğu yerden Barry'i geri getirebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | (أنتم فقط من بوسعهم إعادة (باري من حيث يتواجد الآن |
| Herkesin sol kolu tam olarak bir kez indirmesi gerekiyor ve onu kaldıracak olan tek kişi sizsiniz. | TED | يحتاج الجميع لسحب الرافعة اليسرى لأسفل مرة واحدة بالضبط، وأنت الوحيد الذي سيسحبه مرة أخرى للأعلى. |
| Ve şunu da söyleyebilirim ki, her iki soyada ulaşabilen tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | وعلى حد علمنا فأنت الشخص الوحيد الذي لديه صلاحيات الدخول للسلالتين |