| Çoktan kendi içinde kozasına çekildiğinden, tek taraflı bir veda oldu. | TED | في الوقت الذي كانت منغلقة على نفسها، كان هناك توديع من جانب واحد. |
| Tahminler yürüterek vakit geçirebiliriz ama tek taraflı bir sohbet olacağı için kendi teorimi söyleyeyim. | Open Subtitles | يمكننا تضييع الكثير من الوقت في المضاربة لكن نظرا لأنه من المحتمل أن يكون حوارا من جانب واحد سأخبرك فقط بنظريتي |
| tek taraflı bir şey olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | أخبرت نفسى أنى كثير الشك أن الأمر كان من جانب واحد |
| Sadece ben hoşlanıyorum ondan. İşin aslı, tek taraflı bir aşk benimkisi. | Open Subtitles | أنا فقط من أحبها، لإضع الأمر بشكل مبسط، أنا أحبها من طرف واحد. |
| Siz de benim kadar iyi biliyorsunuz ki, hanım efendi, bu tek taraflı bir konuşma. | Open Subtitles | أنا متأكد أنك تعلمين كما أنا , سيدتي أن هذا حديث من طرف واحد |
| Raj Patel tek taraflı bir kılıçla öldürülmüş. | Open Subtitles | نحن مستعدون لكم قتل راج باتل بسيف ذو حدين |
| Sanırım bu tek taraflı bir gezi sunuyor. | Open Subtitles | أظنّ أنّ ذلك يجعل من الأمر رحلة أحادية الإتجاه. |
| Unuttuysan söyleyeyim, bu tek taraflı bir sohbet. | Open Subtitles | انها محادثة من جانب واحد في حالة أنك نسيت |
| Bazılıarınızın iyi bildiği gibi, ...bir sırra bulaşmıştım, görünmez bir düşmanla tek taraflı bir kavgaya. | Open Subtitles | والبعض منكم قد يعرف ذلك جيدا، لقد تم متورطة بعمق في سرا، معركة من جانب واحد مع عدو غير مرئي. |
| Ben tek taraflı bir aşka inanmam. | Open Subtitles | أنا لا أؤمن بالحب من جانب واحد |
| Düşüncesiz ve tek taraflı bir arkadaşlık şekli. | Open Subtitles | إنها حماقة، صداقة من جانب واحد |
| tek taraflı bir savaş olacak olması ne kadar yazık. | Open Subtitles | يبدو مؤسفاً أن تكون الحرب من جانب واحد |
| Yaşadığımız şey tamamen tek taraflı bir ilişki. | Open Subtitles | ما لدينا من علاقة تماما من جانب واحد. |
| Andy'yle kesinlikle tek taraflı bir arkadaşlığın var. | Open Subtitles | انك صداقتك لاندى من جانب واحد فقط |
| tek taraflı bir ilişkiymiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنها علاقة حب من طرف واحد. |
| Bu arada, bu tamamen tek taraflı bir ilişki değil. | Open Subtitles | و بالمناسبة ذلك ليس شعورا من طرف واحد |
| Bu her zaman tek taraflı bir konuşma olmuştur. | Open Subtitles | كان الأمر دوما ، حوار من طرف واحد |
| Çünkü bunun tek taraflı bir espri olduğu konusunda endişelenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | كنت بدأت في القلق من أن هذا من طرف واحد |
| - Kayıtlarda hiçbir şey yok, ...çünkü beni odaya uygun olmayan tek taraflı bir görüşme için çektiniz. | Open Subtitles | -لا يوجد شيء على السجل لأنك سحبتني إلى الغرف لمحادثة غير لائقة من طرف واحد |
| O halde tek taraflı bir dövüş olacak. | Open Subtitles | أظن أنه سيكون قتالاً من طرف واحد. |
| Raj Patel tek taraflı bir kılıçla öldürülmüş. | Open Subtitles | قتل راج باتل بسيف ذو حدين |