| Yarın sabah ilk iş makinistler temsilcisiyle görüşmek istiyorum, adı her neyse işte. | Open Subtitles | وأريد جلسة تصوير غدًا صباحًـا مع مندوب الميكانيكين مهما كان إسمه |
| Streeterville bütçe meselesi için sendika temsilcisiyle buluşmam lazım. | Open Subtitles | لدىَ لقاء مع مندوب الإتحاد حول ميزانية المشروع |
| Ayrıca yerel sendika temsilcisiyle diyaloglara başladım. | Open Subtitles | -ولقد بدات حواراً مع مندوب الإتحادالمحلي. |
| Makine kullanarak sipariş vermek üreticinin temsilcisiyle sipariş vermekten daha ucuz. | Open Subtitles | الأمر أرخص عندما تخبر الآلة تلك الشركات ما تطلبه من ممثلي المصانع لم يعودوا بحاجة لنا |
| TED temsilcisiyle konuşurken ona dedim ki: "Baksana, sence ne hakkında konuşmalıyım?" | TED | و عندما تحدثت إلى أحد ممثلي TED قلت: " ما الذى يمكننى التحدث عنه؟" |
| Şimdiki temsilcisiyle tam bir hayal kırıklığı yaşadı. | Open Subtitles | وبالتالي هو خائب الأمل في ممثله الحالي |
| Bu ufak bir hile. Arayanlar aynı müşteri temsilcisiyle konuşmayı sever. | Open Subtitles | انها خدعة التجارة , حتى نخدع المتصلون |
| Blog dünyasının bir temsilcisiyle buluşmak her daim keyif vermiştir bana. | Open Subtitles | }يُشرفني دائماً مقابلة مندوب من عالم التدوين |
| Şehirde bir yerde Alleline ile diğerlerinin Büyücülük'ün Londra temsilcisiyle buluştukları bir ev var. | Open Subtitles | هناكمنزلما في المدينة... حيث يقابل (ألالين) والبقية مندوب عملية "ويتش كرافت" في (لندن). |
| - Hammermill şirketinin temsilcisiyle görüştüm. | Open Subtitles | Hammermill) مع مندوب من) |
| Geçtiğimiz günlerde, kimliği gizli bir H.E.K.K.M.Ö temsilcisiyle röportaj yaptık. | Open Subtitles | منذ أيام قليلة أجرينا حوار مع TWAATS أحد ممثلي |
| Şimdiye dek ben de El'in ancak birkaç temsilcisiyle görüştüm. | Open Subtitles | لم أقابل سوى اثنين من ممثلي "اليد" في حياتي. |
| Onun temsilcisiyle tanışıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تقابل ممثله |
| Bu ufak bir hile. Arayanlar aynı müşteri temsilcisiyle konuşmayı sever. | Open Subtitles | انها خدعة التجارة , حتى نخدع المتصلون |