| Eğer çok kilo verirseniz, beyniniz sanki açlıktan ölecekmişsiniz gibi tepki verir, ve kilo vermeye başladığınızda şişman da zayıf da olsanız, beyninizin tepkisi tamamen aynı olacaktır. | TED | إذا فقدت وزن كثير، يتفاعل دماغك كما لو كنت جائع، وسواء ان كنت رقيقة، أو سمين اساسياً, استجابة دماغك هو نفس الشيء. |
| Limon suyundaki asit karbon çeliğine tepki verir ama paslanmaz çeliğe vermez. | Open Subtitles | الحمض في عصير الليمون يجب ان يتفاعل من الفولاذ الكربوني وليس المقاوم للصدأ |
| Çeşitli kayalar aynı zamanda yüksek sıcaklıklara ve sürtünmeye farklı tepki verir. | TED | تتفاعل الصخور المتنوعة أيضًا بشكل مختلف مع الاحتكاك ودرجات الحرارة المرتفعة. |
| Önemsemiyor olsaydın, konuyu açtığımda böyle tepki verir miydin? | Open Subtitles | ،إن كنتَ لستَ مهتمّاً لماذا كانت ردّة فعلك هكذا عندما ذكرتُه؟ |
| Birkaç alkış ya da güçlü bir alkışlama olabilir ve ardından gösterici sahneyi terk edinceye kadar bir şey olmaz ve sonra izleyiciler tekrar tepki verir. | TED | قد تكون بضع تصفيقات أو تصفيق حار، و لن يحدث أي شي بعد ذلك حتى يترك المتفرج المسرح، و مرة أخرى سوف يستجيب الجمهور. |
| Bunu hepiniz biliyorsunuz. "Halk sizce bu kapatmaya nasıl tepki verir?" | Open Subtitles | كيف تعتقد أن المجتمع سيستجيب إلى هذا الغلق ؟ |
| Klonlar, arkadaşları ve sevdikleri tarafından küçük düşürülünce nasıl tepki verir. | Open Subtitles | نعم، كيف سيكون رد فعل المستنسخة عندما يتم إذلالها من أصدقائها ومن يحبونها؟ |
| O ancak Amerikalılar ölmeye başlayınca tepki verir. | Open Subtitles | إنها ستستجيب فقط حالما يوجد أمريكيين موتى |
| Ailen, burada gecelerini nasıl geçirdiğini öğrenirse, nasıl bir tepki verir sence? | Open Subtitles | ماذا ستكون ردة فعل أهلك عندما يعلمون بأنك تقضي الليالي هنا ؟ |
| Luminol; bakır, demir peroksit ve siyanüre tepki verir. | Open Subtitles | السائل المضيء يتفاعل مع النحاس والحديد والبيروكسيدات والسيانيد |
| Bak, perdeler nikelden ve nikel klora maruz kaldığında böyle tepki verir. | Open Subtitles | الأطواق مصنوعة من النيكل والنيكل يتفاعل هكذا عندما يتعرض للكلور |
| Gözlerin görür, beyin kimyan buna tepki verir. Biz burada aradakileri atlayıp, doğrudan kimyaya odaklandık. | Open Subtitles | عيناك ترى، وعقلك يتفاعل عصبياً، هُنا نقوم بإزالة الوسيط ونذهب مُباشرة للأعصاب المخية. |
| Sülfürik asit ve potasyum klorat bir araya geldiklerinde çılgınca tepki verir, değil mi? | Open Subtitles | إذاً يتفاعل حمض الكبريتيك وكلوريد البوتاسيوم بعنف عندما يوضعان معاً، صحيح؟ |
| Ve bu global sistem hemen tepki verir. | Open Subtitles | ما زالا يُشكِّلان نظاماً واحدِاً لذا يتفاعل النظام العالمى فى وقت واحد ما زالا يُشكِّلان نظاماً واحدِاً لذا يتفاعل النظام العالمى فى وقت واحد |
| Etiketler, mor ötesi ışığa tepki verir. | Open Subtitles | العلامات تتفاعل للأشعة فوق البنفسجية. |
| Gerçekte ise ellerindeki tere tepki verir. | Open Subtitles | حقّاً تتفاعل فقط مع العرق في يدك. |
| Yahut onunla birlikte tepki verir. | Open Subtitles | أو تتفاعل معه. |
| Yapma be, oğlum. Babası duysa nasıl tepki verir düşündün mü hiç? | Open Subtitles | يا ولدي، أنت لم تفعلها، ألم تفكر في ردّة فعل والدها حيال هذا الأمر؟ |
| Genelde milyonlarca kişinin hayatını kurtaranlar daha büyük tepki verir. | Open Subtitles | أحياناً يحصل إنقاذ حياة الملايين على ردّة فعل أكبر. |
| Kanser gibi davranıyorsa belki kanser gibi tepki verir diye düşündüm. | Open Subtitles | وبما أنّه يتصرّف كالسرطان، فقد يستجيب للعلاج كالسرطان |
| Toby, vücutta bir çatlak olsa, vücut nasıl tepki verir? | Open Subtitles | لذلك، توبي، إذا كان هناك هو تمزق في الجسم، وقطع، كيف يستجيب الجسم؟ |
| "Halk sizce bu kapatmaya nasıl tepki verir?" | Open Subtitles | كيف تعتقد أن المجتمع سيستجيب إلى هذا الغلق ؟ |
| Eminim Galindo'nun takımı Sam Amca'nın yardımından memnundur ama sokaklar buna nasıl tepki verir sence? | Open Subtitles | الآن, أنا متأكد ان جماعة غاليندو" تقدر عون العم سام" لكن كيف سيكون رد فعل الشارع على ذلك؟ |
| Sence nasıl bir tepki verir? | Open Subtitles | إفتراضياً للغايه كيف ستستجيب فى إعتقادك إلى قولى لها أحبك |
| Anlıyorum. Onun gibi biri buna nasıl tepki verir bilmiyorum. | Open Subtitles | هذا منطقي، لا أدري كيف ستكون ردة فعل رجل مثله |