| Ve bu yüzden sanırım, birincisi, içgüdüsel tepkiler bazen yanlış oluyor, ikincisi, umulduğu gibi olmuyor. | TED | ولذا فانا أعتقد، اولا، أن ردود الفعل الاولية خاطئة في بعض الأحيان وثانيا، فأنها لا تبدو كما هو متوقع. |
| Onların tüylerinin kabarmasını görmek o kadar şahane bir şey ki ve ayrıca bu tepkiler de çok ateşliydi. | TED | أليس كذلك؟ إذا أنها رائعة جداً لرؤية كيف هذه الريش قد تكدرت، و ردود الفعل هذه،كانت شديدة. |
| Bu mükemmeldi ve buna, benim dikdörtgenlerde yaptığım şeyden çok daha derin duygusal tepkiler veren insanlar gördüm. | TED | وكان ذلك عظيماً، وكان رد فعل الناس عاطفي بشكل عميق أكثر مما فعلته في السابق، وموضوع المستطيلات. |
| O zaman, bu hareketlerinin polis stresinden kaynaklanan olağan tepkiler olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | في الوقت الذي شعرت أن ذلك إستجابة طبيعية لضغوطات العمل في الشرطة |
| İnanılmaz tepkiler ve kızgınlık ülkenin etrafında zor oluyor. | Open Subtitles | ردود فعل تجمع بين عدم التصديق والغضب انتشرت عبر البلاد |
| Bunun benim için çok önemli olmasının nedenlerinden biri, dünyanın dört bir yanından aldığım tepkiler. | TED | واحد أهم الأسباب في أن ذلك مهم بالنسبة لي ، هو ردود الأفعال التي عشتها في جميع أنحاء العالم. |
| Göreceğiniz gibi bu özel beyin alanında, hikâye devam ettikçe, tepkiler aşağı ve yukarı gidiyor. | TED | وكما ترون، وبالتحديد في هذه المنطقة من الدماغ، تسير المؤشرات إلى الأعلى والأسفل بينما يتم الكشف عن احداث القصة. |
| Aldığım tepkiler muazzamdı. Gerçekten görülmeye değerdi. | TED | رد الفعل الذي حصلت عليه كان رائع، كان من الجيد رؤيته |
| Buna bu kadar zaman ayırdım çünkü beni hayrete düşüren tepkiler aldım. | TED | والسبب في أخذي كل هذا الوقت هو إهتمامي بما سمعته من ردود أفعال على هذا الموضوع. |
| Şu an olan olaylara duygusal tepkiler vermeden. | TED | لكن دون أية استجابة عاطفية لما يحدث. |
| Sonuçları yayınladığımızda medyadan gelen tepkiler bizi şaşırttı. | TED | الآن، وفور نشرنا للنتائج، تفاجأنا بشأن ردود الفعل في وسائل الإعلام. |
| Ve bu da ara sıra ortaya çıkman zekice tepkiler vermen, işinde başarılı olman anlamına geliyor. | Open Subtitles | وهذا يعني التواجد بشكل متقارب، بعض ردود الفعل الذكية، بعض المهارة في عملك ولا شيء آخر. |
| Bu nedenle Sovyet tarafından gelen ilk tepkiler sertti. | Open Subtitles | لذلك كانت ردود الفعل الأولى من الجانب السوفياتي عنيفة جدًا |
| Deneğimizin inceleme yöntemlerine göre nasıl tepkiler verdiğini dikkate alacak mıyız? | Open Subtitles | هل نضع في الاعتبار رد فعل المفحوص إلى إجراءِ الفحصَ؟ |
| Tina'nın travma ve stres düzeyini yüksek tutarak büyük psikokinetik tepkiler başlatabileceğimden eminim. | Open Subtitles | باستمرار، إجهاد تينا يرتفع لمستوى عالٍ متأكد أني سأحقق رد فعل كبير لحالتها النفسية |
| Tanrım, böyle gergin durumlarda hiç aklı başında tepkiler veremiyorum. | Open Subtitles | رباه , لديّ رد فعل الغير مناسب لهذا النوع من الاجهاد |
| Hastalar aniden ventriküler tepkiler verir. | Open Subtitles | هؤلاء المرضى عادة لديهم إستجابة سريعة للبُطين |
| Sosyal medyadan ilk gelen tepkiler ortaya karışık. | Open Subtitles | في المقام الأول إستجابة وسائل الإعلام لهذا المشروع مختلطة |
| Çizginin iki tarafındaki mutantlar arasında, tepkiler muhtelif. | Open Subtitles | و هنالك ردود فعل لهذا الحدث من كلا الطرفين |
| Bu tepkiler çok duygusal ve yanlış olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا سيستمر فالناس لديهم ردود فعل عاطفة جدا تجاه هذا |
| ve filmi ABD ve Arap dünyasında gösterdiğimiz zaman son derece harika tepkiler aldık. | TED | وعندما عرضنا الفيلم في كلا الولايات المتحدة والعالم العربي تلقينا ردود الأفعال المذهلة تلك. |
| Ulusal ve uluslararası dini cemaatlerden farklı tepkiler geliyor. | Open Subtitles | ردود الأفعال من كلا الطوائف الدينيّة الوطنيّة و الدوليّة كان متبايناً |
| Sorabiliriz: Tüm dinleyiciler arasında tepkiler ne kadar benzemekte? | TED | ويمكننا حينها أن نسأل: ما مدى تشابه المؤشرات بين جميع المستمعين؟ |
| Şimdiye kadar aldığım tepkiler hiç pozitif değildi. | TED | لذا، فان رد الفعل الذي واجهتهُ لم يكُن إيجابياً بالكامل. |
| Bazen şiddetli tepkiler verebiliyorum. | Open Subtitles | جسمانياً، يزيد الأمر صعوبة، تصيبني ردود أفعال سيّئة ببعض الأحيان. |
| Sinaptik tepkiler, tüm algı... | Open Subtitles | النبذات المتشابكة حساسة لأي استجابة |
| Örneğin bir işletme iflas ettiğinde erkekler ve kadınlar farklı tepkiler gösterir. | TED | فمثلا، تكون ردات فعل الرجال و النساء مختلفة بعد إخفاق مشروع ما. |