| Mutfak masasının üstünde, içinde yulaf lapası olan bir tepsi duruyordu. | Open Subtitles | و قد كانت الصينية المعد فوقها صحن الحساء فوق منضدة المطبخ |
| - Tepsiyi almam gerekiyor. İnsanlar her zaman bizim tepsi ile sürüp gidiyorlar. | Open Subtitles | علي أخذ الصينية دائماَ الناس تذهب بصوانينا |
| Dünyayı gümüş tepsi üzerinde sunarak senle nasıl kafa bulabilirim ki? | Open Subtitles | من يعبث بك حين يضع لك العالم على طبق فضة ؟ |
| Muhtemelen önemsiz bir şey, fakat şurada üzerinde bir tabakla bir bardak bulunan bir tepsi var. | Open Subtitles | ربما ليست هامة, هنا توجد صينية عليها طبق و كوب |
| - Sen bize kocaman bir tepsi dolusu suşi çeşitlerinden gönder. | Open Subtitles | اجلب لنا طبقاً كبيراً متنوعاً من السوتشي اللعين أو شيئاً ما. |
| Bir tepsi alın sepetten de plastik çatal ve kaşık alın. | Open Subtitles | خذوا طبقا واحد وملعقة وشوكه بلاستيكيه واحده من السلّه |
| Farkedeceksiniz ki bir dilim kayıp bu bir tepsi leziz kugel'dan. | Open Subtitles | لاحظتوا شريحه واحده مفقوده من هذه الصينيه الشهية من كوشير الكوجو |
| tepsi için ne zaman isterseniz çağırın. | Open Subtitles | نادني في أي وقت لأخذ الصينية حسنا شكرا لك |
| Ellerimle kulakları tıkayıp duymamaya çalışıyorum ama kimin elmasları varmış... kim tepsi taşıyormuş falan filan... | Open Subtitles | مستلقية على ظهري، أغلق أذني بأصابعي أحاول أن أبتعد عمّن لدية حقيبة الماسات... من تحمل الصينية |
| Ellerimle kulakları tıkayıp duymamaya çalışıyorum ama kimin elmasları varmış... kim tepsi taşıyormuş falan filan... | Open Subtitles | مستلقية على ظهري، أغلق أذني بأصابعي أحاول أن أبتعد عمّن لدية حقيبة الماسات... من تحمل الصينية |
| Otel müdürü odanıza tepsi mi getirdi? | Open Subtitles | مدير الفندق احضر لك الصينية فوق ؟ |
| O da, tatlım dik duran tek şeyim tepsi değil dedi. | Open Subtitles | وقال: عزيزتي الصينية ليست الشيء الوحيد |
| Bundan bir tepsi dolusu ister misiniz, aptal piçler? | Open Subtitles | هَلْ تودُّون طبق كامل من هذا،ايها الاوغاد الاغبياء؟ |
| Hayır, Dan Humphrey'in kellesini tepsi üstünde görmek istiyorum. | Open Subtitles | تريد شايا؟ لا, أود رأس دان همفري على طبق كبير |
| Onun için endişelendiğimden bir tepsi yemek götürmüştüm. | Open Subtitles | أنا فقط .. أحضرت له طبق من الطعام لأنني قلقت عليه |
| - Evet, bir tepsi hazırladım ama senin ağzındaki elma ile üstüne oturman gerekmiyordu! | Open Subtitles | لقد وضعت طبقاً هناك و لم تضطري لوضع تفاحة في فمك و تجلسي عليها |
| - Evet, bir tepsi hazırladım ama senin ağzındaki elma ile üstüne oturman gerekmiyordu! | Open Subtitles | لقد وضعت طبقاً هناك و لم تضطري لوضع تفاحة في فمك و تجلسي عليها |
| Bir tepsi alın ve sepetten de plastik çatal ve kaşık. | Open Subtitles | خذوا طبقا واحد وملعقة وشوكه بلاستيكيه واحده من السلّه |
| Evet, işimize başlayalım. tepsi lütfen Michael. | Open Subtitles | حسنا دعونا نجرب ذلك الشئ احضر الصينيه , من فضلك , مايكل |
| tepsi soldan sağa gitmeli. | Open Subtitles | يجب تقديم الطعام من اليسار إلى اليمين. |
| Akşam yemeği bugüne dek benim için sadece bir tepsi ve o an TV'deki herhangi bir maç demekti. | Open Subtitles | العشاء بالنسبة لى كان دائماً بصينية أمام التلفاز و مشاهدة أى مباراة |
| Hem de tepsi Burun Mike'ın bizden saklamaya çalıştığı kürkleri. | Open Subtitles | الذي حاول (مايك) صاحب الأنف المسطحة إخفائه منّا |
| Sonra işte akşamüzeri vardiyam sırasında bir tepsi içkiyi üzerime döktüm. | Open Subtitles | وهكذا، أثناء نوبتي بعد الظهر سكبت صينية المشروبات كلها على نفسي |