| Ben arabayı alana kadar siz otobüs terminalinde bekleyin. | Open Subtitles | انتظروا هنا في محطّة الحافلة بيد ما أجلب السيّارة |
| Anlaşamamış olmamız otobüs terminalinde öfkeli bir şekilde seks yapmadığımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | أعني لمجرّد عدم توافقنا، لا يعني أنّنا لم نُقم علاقةً عاصفة في محطّة الحافلات. |
| Otobüs terminalinde ölen adamın yüzü perişan haldeydi. | Open Subtitles | تلك الجثّة في محطّة الحافلات، كان وجهه مشوّهاً كثيراً. |
| Büyük annemi otobüs terminalinde buldukları zamanki gibi miydi? | Open Subtitles | ،هل ذلك مثل تلك المرة عندما وجدا جدّي في محطة الحافلات؟ |
| Otobüs terminalinde yakalamışlar. Asunción'a gidiyormuş. | Open Subtitles | وجدوا لها في محطة للحافلات في طريقها إلى أسونسيون. |
| Kısa bir süre sonra Daytona terminalinde olacağız. | Open Subtitles | "يا قوم، سنبلغ محطّة (دَيتونا) في أيّة لحظة" |
| Dilerkot Otobüs terminalinde birkaç adam yaralamış. | Open Subtitles | لقد أذى بعض الرجال في محطة الحافلات بديلركوت |
| Eyalet polisi arabasını otobüs terminalinde bulmuş. | Open Subtitles | وجدتها شرطة الولاية ليلة أمس في وقت متأخر في محطة حافلات. |
| Ben ve ortağım onu Grand Central terminalinde yakaladık. | Open Subtitles | حتى قامت شريكتي وأنا بالقبض عليها في محطة غراند سنترال |
| Otobüs terminalinde bizi bekliyorlar. | Open Subtitles | يريدوننا أن نقابله في محطة الحافلات |
| Pekâlâ, iki gün önce patronun öldürüldü bugün seni otobüs terminalinde cebinde iki bin dolarla kaçmak üzereyken yakaladık. | Open Subtitles | إذاً، قُتل رئيسك قبل يومين، واليوم نعتقلك في محطة الحافلات... وبحوزتك ألفي دولار على وشك مغادرة المدينة. |