| Simdi Bu kadın tezek yığınının duvarına, bir resim yapmış | TED | الآن، هذه السيدة، على حائط هذه الكومة من أقراص الروث قد رسمت لوحة |
| Köylüler tezek yığınlarının içinde boyanmış botlarıyla dikilecekler. | Open Subtitles | سيقف الفلاحين على أكوام الروث لابسين أحذية لمّاعة. |
| Dikkatini dağıtıyorum seni tezek üstünde açan koca çiçek. | Open Subtitles | أشتّت انتباهك أيّه الروث الكبير المزهر |
| - Tüyü getirdim, ama tezek daha kurumamış. | Open Subtitles | لقد أحضرت الريش لكن الروث لم يكن جافًا |
| Ve ben tezek kokusunu seviyorum. | Open Subtitles | وأنا أحب رائحة الروث. |