| Mesela Denzel Washington'ın yanında beyaz kız görünce titremeye başlıyorlar. | Open Subtitles | لو يردون بيضاء مع " دينزل واشنطون " ترتجف أجسادهن |
| "Yarın bir şok tedavisine alınacaksın. " dendiğin zaman titremeye başlıyordum. | Open Subtitles | كنت أرتجف عندما يخبروننى أن لدى جلسة علاج بالصدمات الكهربائية غداً |
| Ve elbette ki, İlahi ayetleri alan Peygamber titremeye başladı. | Open Subtitles | والنبى الذى كان قد تلقى لتوه اول كلمات من ربه اصبح يرتجف و يرتعش |
| Sonra bugün, ormanda meditasyon yaparken bir baktım kalbim hızlanmaya, dişlerim titremeye başladı. | Open Subtitles | كنت أتأمل في الغابة عندما بدأت دقات قلبي بالتسارع وبدأت أسناني تهتز |
| Sonra kediyi burnunun tam ortasından öyle bir kırbaçladı ki kedi yuvarlandı ve titremeye başladı. | Open Subtitles | حتى أجهز عليها بضربة على أنفها فإذا بها تتدحرج وتبدأ بالإرتعاش |
| Robotlardan biri, siz odaya girdiğinizde heyecanlanıyor, ve titremeye başlıyor, dolayısıyla onu sakinleştirmeniz gerekiyor. | TED | واحدة أخرى ستصبح قلقة إذا دخلت الغرفة وتبدأ في الإهتزاز لذلك تحتاج إلى تهدئتا |
| Elim titremeye başladı ama onun için sorun değildi ama ardından kasılmalar başladı ve onun önünde donakaldım. | Open Subtitles | من الصعب شرح مرض باركنسون لفتاة بالخامسة بدأت يدي ترتعش . ولم يهمها ذلك |
| - Ellerin titremeye başladı bile. | Open Subtitles | أرى أن يديك ترتعشان |
| Bütün gün sigara icmedim ve titremeye basladım. | Open Subtitles | أنا ام أدخن لمدة ساعة وقد بدأت بالإهتزاز |
| Oxford'da bir geziden döndükten sonra doğruca Kapan'ın ofisine gidip köşeye çömeldim, yüzümü kapattım ve titremeye başladım. | TED | بعد رجوعي من رحلة إلى أوكسفورد دخلت مكتب كابلان، متجهة نحو الزاوية و جلست أرضاً خبأت وجهي و بدأت بالإرتجاف |
| Ama kollarinin titremeye basladigini görüyorum. | Open Subtitles | ولكن بوسعي رؤية يداه ترتجف. |
| Babanın elleri titremeye başladığında... | Open Subtitles | عندما بدأت أيدي أبي ترتجف |
| Verdiğim zaman da ben üşüyüp titremeye başladım ama ben mont getirmiştim. | Open Subtitles | لذا قمت بإعطائك معطفي وأصبحت أرتجف من البرد ومن ثم إشتريت معطف |
| Pek çok defa, ölümü düşünüp taşınırken yüzümün rengi atıyor ve ben acıdan titremeye başlıyorum. | Open Subtitles | أفكر في الموت، كثيرٌ من الأحيان إنني أرتجف من الألم هذا يُلاشي لونٌ من وجهي |
| "Harry karanlıkta titremeye devam etti, "bahçeye açılan kapıyı kavrıyordu, | Open Subtitles | وقف هاري يرتجف في الظلام ممسكا بالبوابة في الحديقة |
| Operanın ortasında ermin kürkü titremeye başladı. | Open Subtitles | في طريقنا للأوبرا , بدأ الفرو يرتعش |
| Mütevazı meyve sineğinin aramızdan ayrılışıyla orman titremeye başladı. | Open Subtitles | الغابة تهتز لوفاة ذُبابه فاكهة مُتواضعة |
| Dudaklarım titremeye başladı, ellerim ve ayaklarım uyuştu. | Open Subtitles | بدأت شفتاي بالإرتعاش وتخدرت يداي و قدماي |
| - titremeye başladım. - Sakin ol, rüya görüyorsun. | Open Subtitles | ـ لقد بدأت في الإهتزاز ـ لا بأس، لقد كنتِ تحلمين |
| Çıkışa 1.5 km. kalmıştı, titremeye başladı, deli gibi sanki sinir krizi geçirir gibi. | Open Subtitles | على بعد ميل من المخرج، بدأت ترتعش بشدة... وكأنها تتعرض لإنهيار عصبي... |
| - Ellerim titremeye devam ediyor ama. | Open Subtitles | -إلّا أن يديّ ما زالتا ترتعشان . |
| Hiç anlamadım. Bir anda her şey titremeye başladı. | Open Subtitles | ليست لدي فكرة , كل شيء بدأ بالإهتزاز وحسب |
| Ve...ve titremeye başladı. Yere oturmasına yardım ettim. | Open Subtitles | وبدأ بالإرتجاف, واضطررت ..لمساعدته ليجلس على الأرض. |
| Kanıt dolabında parmak izi takımını arıyordum ve bu titremeye başladı. | Open Subtitles | لقد كنت بالأسفل في خزانة الأدلة،، أبحث عن معدات بصمات الاصابع عندما بدأ هذا بالاهتزاز |
| Gölette birinin varlığını hissettiğin zaman dudakların tıpkı böyle titremeye başladığında.... | Open Subtitles | عندما أحسست حضور شخص ما قرب البركة وشفاهك بدأت الإرتعاش مثل الان. |
| Elim korkunç bir şekilde titremeye başladı. | Open Subtitles | لدي هذه الرجفة الفظيعة. |
| Yere yıkıldığımı anımsıyorum ve titremeye başladığımı. | Open Subtitles | اتذكر اني وقعت علي ركبتي وبدأ جسمي كله بالارتعاش |