| Bu uzun toplantılardan birinin ortasında bana bir not verildi. | TED | وبينما أنا في وسط أحد هذه الاجتماعات الطويلة، تسلمت ملاحظة. |
| Hayır, toplantıda değildir. Zaten toplantılardan da nefret eder. Hadi. | Open Subtitles | لا, هو ليس في اجتماع هو يكره الاجتماعات, هيا |
| Eninde sonunda bu toplantılardan sıkılacaktır. | Open Subtitles | حسناً، من المحتمل انه سيسأم من هذه الاجتماعات قريباً |
| ...bitmek tükenmek bilmeyen toplantılardan diyabete, kolesterole, strese ve koleraya iyi gelen bu yoğurt için aptalca sloganlar hazırlamaktan bıktım. | Open Subtitles | أني تعبت من هذه الإجتماعات التي لا تنتهي من إختلاق شعارات غبية لهذا الزبادي ذالك الذي يشفي مرض السكري.. والكولسترول |
| Birkaç yıl önce toplantılardan birinde ondan bize bir iyilik yapması istendi. | Open Subtitles | قبل بضعة سنوات في إحدى الإجتماعات طُلِبَ منه أن يقدم خدمة لنا |
| Anne babaların birbirlerini kötüledikleri toplantılardan haritalar ve dakikalar vardı. | TED | كانت هناك خرائط و محاضر من اجتماعات .. حيث كان الآباء يوجهون الإهانات لبعضهم البعض. |
| Sanırım toplantılardan birisi seks bağımlıları içindi ama emin değilim. | Open Subtitles | إحدى التجمعات كانت حول الجنس، لكن لست متأكد |
| Ancak bu toplantılardan ortaklara hiç bahsetmeyin. | Open Subtitles | ولكن لا تخبروا الشركاء عن هذه الاجتماعات |
| Bu yeni sistem için yapılan toplantılardan birinde şöyle dedi: "Eğer yazarsanız, bunun hakkında yazın istiyorum, | TED | في أحد الاجتماعات الأولى حول هذا النظام الجديد، قال: "إذا كنت كاتبًا، أريدك أن تكتب عن هذا. |
| O toplantılardan birine yollama. | Open Subtitles | ارسل لي واحد من تلك الاجتماعات. |
| toplantılardan sıkıldım. Biraz ara verip uçuşa çıktım. | Open Subtitles | الاجتماعات املتني لقد ذهبت انفاسي |
| Bitmez tükenmez toplantılardan nefret etmiştim. | Open Subtitles | لقد كرهتها الاجتماعات كانت لا تتوقف |
| O toplantılardan nefret etmiyor muydun zaten? | Open Subtitles | ظننت بأنك تكرهين هذه الاجتماعات |
| Bu yüzden bu toplantılardan çok memnunum. | Open Subtitles | لهذا انا مسرور جداً لهذه الاجتماعات. |
| Sizinle yemek yiyip diğer toplantılardan mahrum bırakmak isterdik. | Open Subtitles | نود الجلوس على غداء، لنوقفكم من تكملة جولة الإجتماعات الأخرى. |
| ve ben de ona... o gün arabayı sürmeme sebebinin... müze ve o toplantılardan biri olduğunu söyledim... | Open Subtitles | و أخبرتها... أن المتحف وأحد تلك الإجتماعات |
| Böylece bu saçma toplantılardan kurtulmuş olacağız. | Open Subtitles | ... حتى لا ينضم أحدنا إلى هذه الإجتماعات الحمقاء بعد ذلك ... |
| toplantılardan birinden hastalanıp dönmemiş miydin sen? | Open Subtitles | ألم تعد مريضاً من أحد الإجتماعات ؟ |
| Bütün bu toplantılardan niye haberim yok? | Open Subtitles | يجب أن يتم إعلامي بكل الإجتماعات |
| Bazen gittiği kilise öğretilerini Gana'daki toplantılardan almış. | TED | والكنيسة التي يذهب إليها أحياناً تعقد اجتماعات العقيدة في غانا. |
| Alonzo, onu kardeşlerle olan, aptalca el sıkışmalı toplantılardan tanıyor olmalısın. | Open Subtitles | ألونسو ) لا بد وأنك تعرفه من أحد ) اجتماعات الإخوة بتلك المصافحات السخيفة التي تقومون بها |
| Ve hepimizin bir araya geldiği ve zengin ailelerimizin küçük kopyaları gibi davrandığımız aptal toplantılardan nefret ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أكره هذه التجمعات الغبية حيث علينا جميعا ان نجتمع معاً وأن نتصرف كما لو اننا نسخ مصغرة |