| Bu esasen aşağı inen suyu toplayan bir ağaca benziyor. | TED | انها في الاساس مثل شجرة تجمع المياه النازلة. |
| Uygulamaları üzerinden beyinsel veri toplayan şirketler bunları üçüncü şahıslara satabilecek mi? | TED | هل يمكن للشركات التي تجمع بيانات الدماغ عبر تطبيقاتها أن تبيع هذه المعلومات لطرف ثالث؟ |
| Bilgi toplayan ve bazı parametreleri ölçen bazı Arduino topları var. | TED | هناك بعض كرات الأردوينو القادرة على جمع البيانات ونوعا ما قياس بعض المتغيرات. |
| Bu civarlardaki abartı meblağlara sahip eşyaları toplayan varlıklı kimseleri soyuyor. | Open Subtitles | لقد كان يسرق الأثرياء في المنطقة الذين كانو يجمعون الأشياء ببذخ |
| -Nadir antikalar toplayan biri için çalışıyorum. | Open Subtitles | انا اعمل لدى جامع تحف خاص لقد تحدثت معك الاسبوع الماضي |
| Kanser için para toplayan gruplara odaklan. Sağ olun. | Open Subtitles | وركزي على اي مجموعات تقوم بجمع المال لأجل السرطان |
| - O şeyiyle masalardan çeyreklikleri toplayan bir kadın-- | Open Subtitles | -إنها المرأة التى تلتقط الأرباع من فوق الموائد |
| Sizi izleyip içerden bilgi toplayan Bukalemunları var. | Open Subtitles | لديه حرباء تتجسس عليكم و تراقب خطواتكم ، تجمع معلومات داخلية |
| Zaten yardım toplayan bir rahibeymiş. | Open Subtitles | كانوا فقط مجموعه من الراهبات تجمع التبرعات |
| Ama, pil toplayan on üç yaşındaki bir kız uyumuyor, bizi uyutmuyor, hiçbir şey yemiyor. | Open Subtitles | كما تعلمين ، لكن فتاة عمرها 13 عاماً تجمع البطاريا لا تنام ، لاتدعنا ننام ،لا تأكل أي شيء |
| Askerler için yiyecek toplayan kuşlar da büyük rol oynuyor. | Open Subtitles | تشارك الحمامات الإناث في جمع البذور للقوات |
| Ve belli ki bebek kafaları toplayan bir evsizi de atlatmış. | Open Subtitles | و مجنون محلي يبدو أنه يهوى جمع رؤوس الدمى |
| Baş şüpheliniz ölü hayvanları toplayan bir işçiymiş. | Open Subtitles | وبأنّ موظّف جمع حيوانات كان مشتبهكم الوحيد |
| Denizin dibindeki ürünleri toplayan, avcılar ve çiftçiler vardı. | Open Subtitles | كان هناك صيادون ومزارعون من الغواصة يجمعون الحصاد من قاع البحر |
| Vergilerini toplayan, gümrüğünü, posta sistemini yöneten yabancılar... | Open Subtitles | إن الأجانب يجمعون ضرائبها و أصبحوا مسئولين عن الجمارك الخاصة بها و نظامها البريدي.. |
| Orkide toplayan veya bir sürü kuşu olan o yaşlı çiftlerden biri olacağız. | Open Subtitles | سنصبح أحد الأزواج كبار السن الذين يجمعون السحالب أو يربون الطيور. |
| Siyasetçiydi, sürekli yardım toplayan bir adama döndü. | Open Subtitles | حقاً؟ ان ينتقل من كونه سياسي إلى جامع للتبرعات دائم |
| Müfettiş. Sizin için geceleri insan pisliği toplayan adamı getirdim. | Open Subtitles | سّيدي المحقق وجدتُ جامع القمامة الذي تنشده |
| Bu Gizli Servis ajanları bir şeyler toplayan bir grubun parçasılar bilemiyorum sıradışı özellikleri olan cisimler boy uzatan ve kontrolsüz doku büyümesini durduran şeyler gibi. | Open Subtitles | هؤلاء عملاء الخدمة السرية هم جزء من محموعة ما تقوم بجمع لا أدري |
| Haftasonlarını striptiz kulüplerinde geçirip Tadımlık yiyecekleri yemekten ve bahşişleri toplayan kızın Verdiği firikiğini izlemekten buraya | Open Subtitles | تقدمنا كثيرا منذ كنا نقضي العطل الاسبوعية في نوادي التعري ونحن ناكل الوجبات المجانية ونراقب فتاة وهي تلتقط الدولار بمؤخرتها اجل |
| Tüm bu bilgiler günlük yaklaşık 20,000 duygu ifadesi toplayan bir veri tabanına kaydediliyor. | TED | كل هذه المعلومات يتم حفظها في قاعدة بيانات تقوم بتجميع حوالي 20 ألف شعور يومياً. |
| Otomatikman ve belirli bir biçimde antibiyotiklerin nasıl kullanıldığını bize söylemesi için verileri toplayan bir sistem kurabiliriz. | TED | يمكن أن نبني أنظمة لجمع البيانات لتخبرنا تلقائياً، وعلى وجه التحديد كيف يجري استخدام المضادات الحيوية. |
| Ama sen her sahneye çıktığında arkanı toplayan ben oluyorum. | Open Subtitles | ولكن في كل مرة تتصرف بالخارج أنا من تنظف الفوضى التي تصنعها |
| Kendi halkından Romalılar için vergi toplayan hain bir adam. | Open Subtitles | الرجل الشرير الذي يجمع الضرائب من شعبه الخاصين |