| Bu lanet yerden çıktığında torunlarına ve güzel şeylere odaklan. | Open Subtitles | واخرج من هذا المكان اللعين لكن حينما تخرج ركّز على أحفادك والأمور الجيدة |
| Siz torunlarınıza anlatacaksınız, onlar torunlarına, onlar torunlarına. | Open Subtitles | سوف تخبر أحفادك عنه، وأحفادك يخبرون أحفادهم و أحفادهم يخبرون أحفادهم |
| Bugün tanıştığın torunlarına da hoşça kalın demeyi unutma. | Open Subtitles | تأكد أن تودعَ أحفادك , الذين التقيتَ بهم اليوم. |
| Asla tanışamayacağın torunlarına hayatlarının bir parçası olmayı çok istediğini, ama yapamadığını çünkü öldüğünü söyleyen bir mesaj yazmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تترك رسالة لأحفادك الذين لن تلتقيهم أبداً اشرح مدى حبك لأن تكون جزء من حياتهم لكنك لا تستطيع لأنك ميّت |
| dedim. "Ninem bütün torunlarına özel olduklarını söyler." | TED | فقال: " أوه ، جدتي تخبر كل أحفادها أنهم مميزون." |
| Bu anı, torunlarına anlatacaksın. | Open Subtitles | ستخبرون أحفادكم عن هذه اللحظة. |
| torunlarına anlatıcak bir kaç anın olsun. | Open Subtitles | وسيكون شيء مثير قليلاً لتسرده على أحفادك |
| Artık tanıştın, bundan torunlarına bahsedebilirsin. | Open Subtitles | حسنا، الآن وبعد أن قابلت تستطيع اخبار أحفادك عن هذا |
| Bu torunlarına bahsedeceğin bir şey olacaktı. | Open Subtitles | لكان شيئا يمكنك أخبار أحفادك عنه |
| torunlarına ayıracak vaktin olacak. | Open Subtitles | ستحظى بوقت لتقضيه مع أحفادك |
| torunlarına, zorba Darken Rahl sonsuza kadar gittiğinde orada olduğunu anlat. | Open Subtitles | أخبري أحفادك أنكِ كنت متواجدة هنا عندما جاءت الأخبار أن الطاغية الكبير داركن رال) قد رحل للابد) |
| Boyutundan torunlarına söz edeceksiniz. Gerçekten. | Open Subtitles | سوف تخبر أحفادك عن ذلك |
| torunlarına böyle mi anlatacak? | Open Subtitles | هذا ما ستخبر به أحفادك ؟ |
| Ne şimdi, ne bir yıl sonra ne de ölüm döşeğindeyken torunlarına anlatabilirsin yoksa bedelini onlar öder. | Open Subtitles | ولا بعد سنة من الآن. ولا حتى عندما تكوني على سرير الموت وتحكين لأحفادك. وإلا سيدفعون الثمن. |
| Seneler sonra torunlarına anlatabileceğin türden. | Open Subtitles | هل تعلم.. بعد عدة سنين بإمكانك إخبارها لأحفادك |
| - Senin torunlarına anlatacağın bir günün oldu benimse daha önce hiç yaşamadığım bir günüm. | Open Subtitles | -أنت حصلت على يوم تحكي لأحفادك عنه ، وأنا حصلت على شيء لم يحصل لي من قبل. |
| Alice... annen bu yolculuğun onu torunlarına yakınlaştıracağını umuyordu... | Open Subtitles | "آليس" أمك كانت تأمل أن تقربها هذه الرحلة من أحفادها |
| Sonra öldü ve bunu torunlarına bıraktı. | Open Subtitles | ثم ماتت، وأعطته إلى أحفادها |
| Ranjit, yarın tüm bunlar bittiğinde, torunlarına anlatacak bir hikayen olacak. | Open Subtitles | رانجيت، عندما تكون جميع هذا هو أكثر غدا... ... سيكون لديك قصة مثيرة لنقول أحفادكم. |