| Bir parça soğan ve turşu, ve bir dilim turta ile. | Open Subtitles | مع قطعة كبيرة من البصل و بعض المخللات ، و فطيرة |
| Siz neden sez ediyorsunuz? Şu anda elmalı turta yapıyorum ve tarçınım bitmiş. | Open Subtitles | عن ماذا تتحدث ,أنا أعد فطيرة التفاح و لم يبقى عندي أي قرفه؟ |
| Ben mi? Şey, kesinlikle turta için Reno'ya kadar uçmam. | Open Subtitles | أنا , حسنا بالتأكيد لن أطير إلى رينو لأجل فطيرة |
| Bunlardan sadece bu kadardı ama8 buçukdakikasonra, "turta" hazır olur. | Open Subtitles | هذا مالدينا منها في خلال ثمان دقائق ونصف سنقدم الفطائر |
| Bu durumda da bize Amerika'nın en sevdiği turtanın elmalı turta olmadığını gösteriyor. | TED | و في هذه الحالة، تمكننا من معرفة نوع الفطائر المفضلة عند الأمريكيين: وهي ليست فطائر التفاح. |
| - Eminim bu kadar çok turta yapan bayanı orada görmek isterler. | Open Subtitles | حقاً وأنا أراهن بأنه لا أحد مطلوب أكثر مِن سيدة الفطيرة بنفسها؟ |
| Bana turta ve kahve getiren her kadın listemin en üstünde yer alır. | Open Subtitles | حسنا, من ستحضر لي قهوة و فطيرة ستكون بدرجة كبيرة الأولى في قائمتي |
| Annem turta yapmaya bayılırdı. Kendisi dokunamadan biz hepsini yerdik. | Open Subtitles | في الصيف، كنّا نحشو أنفسنا أحبّت أمّي خبز فطيرة التوت |
| Küçük bir parça, Amca. En sevdiğin şey. Koyun etli turta. | Open Subtitles | مجرد قضمة صغيرة أنها ما تحب فطيرة لحم محشوة بلحم الظأن |
| Lavon Hayes, Tatlı turta Dansı için seni davet ediyor. | Open Subtitles | لافون هايز يسألك أن تذهبي معه لحفل فطيرة الحبيب الراقص |
| Her gün elmalı turta yenilen eve doktor giriyormuş meğer. | Open Subtitles | أتضح أن فطيرة تفاح يومياً لا تُبقيكَ بعيداً عن الطبيب. |
| Çünkü annem bana turta alıyor, doğum günümde turta alıyor. | Open Subtitles | لأن أمي إشترت لي فطيرة أعدت لي فطيرة بعيد ميلادي |
| Boltzmann'ın modeline göre, eğer elmalı turta yapmak isterseniz önce atomların rastgele tesadüfi hareketlerinin size bir elmalı turta yapacağı anı beklemeniz gerekli. | TED | حسب سيناريو بولتزمان ، إذا كنت تريد عمل فطيرة تفاح، تنتظر فقط الحركة العشوائية للذرات لعمل فطيرة تفاح. |
| Pencere pervazında soğumaya bırakılmış bir turta düşünün. | TED | فكروا في فطيرة تبرد على عتبة إحدى النوافذ. |
| Benim için iyi şeyler düşün ve binlerce turta ye. | Open Subtitles | ألفي العديد من القصص لتقصيها علي وكلي العديد من الفطائر |
| Belki de bu yüzden benimle tatile çıkmak yerine kalıp turta yemek istiyor. | Open Subtitles | ربما لهذا فضل البقاء في المنزل وأكل الفطائر على الذهاب في عطلة معي. |
| Çok fazla tatlı, çok fazla turta, çok fazla kek. | Open Subtitles | الكثير من الحلوى, والكثير من الفطائر, والكثير من كعك البوظة |
| Biliyorsun, San Francisco'da da turta var. | Open Subtitles | أنت تعرفي أن لديهم فطائر في سان فرانسسكوا |
| Prosfesyonel atletlerin isimlerini taşıyan, golf arabası süren... ..ve turta yapanların arasında yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش وسط صانعي الفطيرة والذين يمتطون عربة الغولف مع أسماء رياضيين محترفين |
| Bir tane kayısılı turta, bir tane üzümlü kek bir tane de elmalı turta aldım. | Open Subtitles | هذه كعكة المشمش وحلوى البابا, اضيفي كعكة التفاح. |
| Tek yapmam gereken turta düşünmek, gerisini tükürük bezlerim hallediyor. | Open Subtitles | كل ماكان علي أن أتذكر فطيره وغددي اللعابيه قامت بالباقي |
| Ton balıklı sandviç, bir dilim çilekli turta ve bir fincan kahve. | Open Subtitles | تناولت شطيرة تونا بالقمح، شريحة فطيرة بالكرز وقدح قهوة |
| Eğer bu turta yiyen piç bu şişelerden inerse bu bir parmak bile olsa, o pisliği vur kıçına ateş etmeni istiyorum. | Open Subtitles | إذا تخطى ذلك الأرعن آكل الفطير الزجاجات إذا لامس أصبع واحد من قدمه التراب أريدك أن تطلق النار على مؤخرته |
| Evet, turta çok iyi, ama ağızda kalan tat muhteşem. | Open Subtitles | نعم الفطيره جيده جدا ولكن المذاق المتبقى فى الفم قاتل |
| Ekşimiş turta, sonunda bir işe yarayabilir. | Open Subtitles | لربما الكعكة الفاسدة قد يكون في الحقيقة لها استعمال لمرة واحدة |
| Ve ben... yarım kutu çilekli dondurma... iki kutu tatlı ve limonlu turta almıştım | Open Subtitles | فقد اشتريت نصف جالون من أيسكريم الفراولة وصندوقي حلوى وفطيرة الليمون |
| Sonra da 5 dakika boyunca sana turta fırlatacağım. | Open Subtitles | ثم أضربك بالفطائر لمدة 5 دقائق ،فهمت؟ |
| turta yeme yarışında bakışından anladım. | Open Subtitles | رَأيتُه في عيونِكَ أثناء الفطيرةِ أكل المسابقةِ. |
| Bu turta "Stop'n Shop"tan. Bunu teslim etmek istersen yani. | Open Subtitles | لكن هناك تورتة في محل الكعك، إن كنت تودّين الإستسلام. |
| Bir pantolon dolusu elmalı turta hak ettiğimi düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد اننى استحق سروال متسخاً بفطيرة التفاح |