| Mesela, parlak turuncunun kışkırtıcı bir etkisi vardır. | Open Subtitles | على سبيل المثال ، اللون البرتقالي الزاهي اتضّح انّه يستفزّ مشاعر العداوة |
| Bu güzel, ama yeşil renkte olanını istiyorum. Yeşil turuncunun yerini aldı. | Open Subtitles | ذلك جيّد، لكنّي أود رؤيتهُ باللون الأخضر فالأخضر هو البرتقالي الجديد. |
| turuncunun her deri rengine uyduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعتُ أن البرتقالي هو اختيار ممتاز لأي درجة لونية من الجلد. |
| turuncunun modası geçti, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | انت تعرف ان موضة اللون البرتقالي انقرضت صحيح؟ |
| Mutluluk merkezindeki parlak turuncunun fazlalığına bakın. | Open Subtitles | أنظرو الى الكمية الكبيرة من اللون البرتقالي حول منطقة السعادة |
| Söylemiştim sana turuncunun kötü şeylere gebe olduğunu. | Open Subtitles | أخبرتك أن البرتقالي ينذر بحدوث أمر سئ |
| Bu turuncunun renk tonu tam olarak PriceCo Portakal Çiçeği. | Open Subtitles | هذا التدرج من الون البرتقالي يعرف بـ لون"برايسكو البرتقالي |
| turuncunun yeni bir şekilde siyah ile nasıl ilişkilendiğini anlamadım. | Open Subtitles | لست متأكدًا كيف للبرتقال علاقة مع السود "يقصد مسلسل "البرتقالي هو الأسود الجديد |