| Gibbs izin verene kadar olay yerini kapalı tutmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نبقي على مكان الجريمة ، حتى يتم الغاء الامر من قبل جيبز |
| "Belki de, insanların çalışmadığı saatlerde de bankaları açık tutmalıyız. | TED | ربما علينا إبقاء البنوك مفتوحة في الوقت الذي يعود فيه الناس من العمل. |
| Seçeneklerimizi açık tutmalıyız. | Open Subtitles | ليس مضرا أن نحتفظ بالخيارات المتاحة لدينا |
| - Enerjimizi hep üst düzeyde tutmalıyız. - Bu bizim anlaşmamızdı. | Open Subtitles | علينا جميعاً أن نحافظ على طاقتنا - هذا هو أتفاقنا - |
| Bence bunu böyle tutmalıyız. | Open Subtitles | و اظن أنه علينا ابقاء الأمر هكذا |
| Ne yaparsak yapalım, onu sokaklarda tutmalıyız. | Open Subtitles | لذا أياً كان ما نفعله، علينا إبقائه في الشوارع. |
| Belki de ev ve iş hayatlarımızı ayrı tutmalıyız. | Open Subtitles | ربما سيكون من الجيد ان نبقي حياتنا بالمنزل وحياة العمل متفرقة |
| Ne pahasına olursa olsun ondan uzak tutmalıyız. | Open Subtitles | يجب ان نبقيه بعيد عنه مهما يكلف الامر .. |
| Bu yeri güvenli tutmalıyız. Kendi ırkımız için. | Open Subtitles | يجب أن نبقى هذا المكان آمناً للذين مثلنا |
| Sızıntıyı bulana kadar, herkesi gözaltında tutmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نبقي الجميع رهن الاعتقال إلى أن نجد صاحب التسريبات |
| Sızıntıyı bulana dek herkesi gözaltında tutmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نبقي الجميع رهن الاعتقال إلى أن نجد صاحب التسريبات |
| Bunu gizli tutmalıyız. Bu binada çenesi düşük çok adam var. | Open Subtitles | علينا إبقاء هذا بشكل هادئ هناك الكثير من الثرثارين في هذا المبنى |
| Belki bunları şimdilik yatağın altında tutmalıyız. | Open Subtitles | أعتقدُ أنَّه يجب علينا إبقاء هذهِ تحتَ المرتبةِ الآن |
| Seçeneklerimizi açık tutmalıyız. | Open Subtitles | ليس مضرا أن نحتفظ بالخيارات المتاحة لدينا بطولة الوزن المتوسط الأوربية |
| Tabii ki, demek istediğin Roma zengin ve biz de onu o şekilde tutmalıyız. | Open Subtitles | بالطبع ما تعنيه هو أن روما غنيه ويجب أن نحافظ على ذلك |
| Kendim için öğreneceğim. Bence aramızdaki şeyleri, arkadaşlık seviyesinde tutmalıyız. | Open Subtitles | اعتقد ان علينا ابقاء الأمور في مرحلة الصداقة , |
| Onu bir şey için akılda tutmalıyız. Ne? | Open Subtitles | ينبغي علينا إبقائه في الحسبان لعمل ما ماذا ؟ |
| Zor olduğunu biliyorum. Fakat başımızı dik tutmalıyız. | Open Subtitles | أعرف أن هذا أمر صعب ولكن يجب ان نبقي رؤوسنا مرفوعة |
| Yüzümü görmüş olabilir, o yüzden ben işimi yaparken onu uzakta tutmalıyız. | Open Subtitles | لا اضمن لك انه لن يرى وجهي ولذلك علينا ان نبقيه جيدا وبعيدا بينما افعل ما افعله |
| Bunun olmaması gerekiyor. Akdeniz'in kontrolünü elimizde tutmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نبقى مسيطرين على البحر الأبيض المتوسط |
| Downton'ın onurunu ayakta tutmalıyız, değil mi? | Open Subtitles | ينبغي علينا الحفاظ على شرف الداون تاون أليس كذلك ؟ |
| Scooby ve ben ana müsabakada deli gibi eğlenebilmek için enerjimizi yüksek tutmalıyız. | Open Subtitles | انا وسكوبى علينا ان نحافظ على طاقتنا. لكى نمرح بجنون فى الوقت المناسب. |
| İşlemi bitirene kadar, onu olabildiğince sakin tutmalıyız. Kan basıncındaki en ufak bir artma onu öldürebilir. | Open Subtitles | عِنْدَنا عيشُ ها هادئ بقدر الإمكان حتى أنهينَا الإجراءَ. |
| Dinle, bunu basit tutmalıyız. Demek istediğim, belki de bazı kurallar koymamız gerekiyor. | Open Subtitles | اسمع، يجب أن نُبقي الأمر بسيطاً أعني، ربما علينا إقامة قوانين أساسية |
| O bir dost. İki yakamızı bir araya getireceksek, oda tutmalıyız. | Open Subtitles | نحن يجب أن نأجر الغرفة حتى نتدبر أمورنا المعيشية |
| Bahçeyi faaliyette tutmalıyız yoksa yok olur gideriz. | Open Subtitles | يجب الحفاظ علي الدوافع في العملية ,وإلا ضعنا |