| Onlar sigorta satın alan insanların parasını tutuyorlar. | TED | لأنهم يحتفظون بالمال لأولئك الذين يشترون خدمات التأمين. |
| Onu asıl Yangtze'ye bırakmıyorlar. Küçük bir nehrin orada tutuyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يتركونها في نهر اليانجتسي بشكل مناسب إنهم يحتفظون بها في أحد الأنهار الصغيرة |
| Bunlar hücrenin kapılarını negatif yüklü partiküller içeri geçebilsinler diye açık tutuyorlar. | TED | يبقون البوابة مفتوحة يدعون الجسيمات المشحونة سلبياً تتدفق إلى داخل الخلية. |
| Şimdi Büyükelçiyi de ikinci katta bir yerde kilitli tutuyorlar. | Open Subtitles | وهم يحتجزون السفير الآن في مكان ما في الطابق الثاني |
| Bizim için de rehin tutuyorlar, emin olabilirsin. | Open Subtitles | إنهم يمسكون بهم من اجلنا ايضاُ , نراهن على ذلك |
| Teksas'ta, dürüst rodeolar yapıyorlar. Mahkumlar ödül parasını tutuyorlar. | Open Subtitles | في ولاية تكساس , لديهم مسابقة عادلة والسجناء هم من يحتفظون بالمال |
| Burada yaşayan her Amerikalı için bir dosya tutuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحتفظون بملفات عن كل أمريكي يعيش هنا |
| Gümrükten geçene kadar dış kargoları orada tutuyorlar. | Open Subtitles | يحتفظون بسندات المساهمين حتى يتأكدو منهم |
| New Jersey'deki depoda tutuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحتفظون بتلك الأشياء في مخزن كبير في نيو جيرسي |
| İnsanları burada genelde ne kadar tutuyorlar? | Open Subtitles | كم من الوقت عادة يبقون على الناس هنا ؟ 122 00: 10: |
| Burası soğuk. Ferrari'leri dondurucuda mı tutuyorlar? | Open Subtitles | تباً،إن الطقس بارد هنا هل يبقون سيارات الفيراري مُبرّدة؟ |
| Çok soğuk. Ferrari'leri buzlukta mı tutuyorlar? | Open Subtitles | تباً،إن الطقس بارد هنا هل يبقون سيارات الفيراري مُبرّدة؟ |
| İki adamımı rehine olarak tutuyorlar. Gemiye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | انهم يحتجزون اثنين من رجالي نحن نحتاج إلى السفينة |
| Bir yerde bilinçli sentetikleri tutuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحتجزون الكائنات الصناعية الواعية في مكان ما |
| Şimdi de yedi masum çocuğumuzu elçiliklerinde rehin tutuyorlar. | Open Subtitles | من السماء, والان يحتجزون 7 من اطفالنا في السفارة. |
| Öldürmeyi başaramadıkların şu anda senin arkadaşlarını tutuyorlar, | Open Subtitles | ولكن الذين فشلت في قتلهم، يمسكون بأصدقائك الآن: |
| Mühendislik okulunun bodrumunda tutuyorlar onu. | Open Subtitles | إنهم يحتجزونه فى الطابق السفلى من المدرسة الميكانيكية البحرية |
| Amerikan kızlarını kesinlikle diğer mahkumlardan ayrı tutuyorlar. | Open Subtitles | إنّهم بالتأكيد يُبقون الفتيات الأمريكيات منفصلين عن كافة السكان |
| Erzak arabalarını kapının dışında tutuyorlar, şurada. | Open Subtitles | انهم يضعون بضائع المؤون خارج البوابة ، هنا |
| Yine de aralarıdan biri diğer dünya ile iletişime geçmek isteyebilir diye beni burada tutuyorlar. | Open Subtitles | يبقوني هنا فقط في حالة أن أراد أحدهم الإتصال بالعالم الخارجي بين الحين والآخر |
| "Beni tutuyorlar" dedi. | Open Subtitles | قال: "إنّهم يأسروني". |
| Sonbaharda benim için açık tutuyorlar. | Open Subtitles | لقد أبقوه مفتوحا لي خلال السقوط |
| Kızı Al-Sinaa bölgesinde boş bir okulda tutuyorlar. | Open Subtitles | يحتجزونها في مدرسة فارغه .في المنطقة الصناعية |
| Aramızda kalsın ama bence beni de bu yüzden burada tutuyorlar. | Open Subtitles | في حقيقة الأمر، أظنّ أنّهم يبقونني هنا لذلك. |
| Evet, suit olarak tutmazsan kapıyı kilitli tutuyorlar. | Open Subtitles | أجل، إنّهم يبقونها مُغلقة، إلا لو حجزته كجناح. |
| Haftada 15 dakika gözetim altında tutuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يضعونه في الحجز لمدة 15 دقيقة لأسبوع |
| Güvenlikli koridorda tutuyorlar. Bir kat yukarıda. | Open Subtitles | إنه مُحتجز في رِواق الأمن، مجموعة متواصلة من الدَّرْج. |