| Bununla yaşayabilirim. umutsuzluğu ben de bilirim. | Open Subtitles | . أستطيع العيش مع ذلك . لقد عرفت اليأس أيضاً |
| Pek çok insan boşluğun içindeler, ama umutsuzluğu görmek bir hayli zordur. | Open Subtitles | الكثير من الناس في فراغ .. ولكن ولكن عليهم أن يكونوا في الذي هم فيه لكي يصلوا إلى اليأس |
| Taze acıdır, ama umutsuzluğu söylemez bir anda içinde dağıldı. | Open Subtitles | حالة اليأس التي اصابته مؤخرا لا اقول القنوط انتهت في لحظة |
| Ve ikinci bir şans gözüyle baktıkları altın bilet kadar bu umutsuzluğu ateşleyen başka birşey daha yoktur. | Open Subtitles | و لا شيء يشعل اليأس في الآنسات مثل مشاهدة آنسة أخرى تتزوج |
| Daha önce bir kez terapi görmüştüm, ...umutsuzluğu yenme konusunda çok yardımı olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | كُنت تحت علاج من قبل و انا أتذكر جيداً تلك المواد كيف يمكنها ان تساعد اليأس |
| Daha önce bir kez terapi görmüştüm, ...umutsuzluğu yenme konusunda çok yardımı olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | كُنت تحت علاج من قبل و انا أتذكر جيداً تلك المواد كيف يمكنها ان تساعد اليأس |
| Aile sahibi olamamamın getirdiği hüsranı o kızgınlığı, o umutsuzluğu ve suçlama duygusunu anlıyorum. | Open Subtitles | الاحباط ان تكون ,مرفوض من العائلة اليأس والغضب .واللوم |
| Çaresizliğin umutsuzluğu ile inancın sonu gelmeyen umudu arasında. | Open Subtitles | الخيار بين اليأس من اليأس والوعد الدائم من الايمان |
| An itibariyle hissettiğiniz bu şeyi bu açlığı, bu umutsuzluğu daha önce yaşadım ben. | Open Subtitles | لكن ما تشعرونه الآن، اليأس والشره، لقد مررت بذلك من قبل |
| Daha sonra umutsuzluk çökerdi. umutsuzluğu dağıtmak için içki içerdim. | Open Subtitles | ثم يأتي اليأس فأشرب لأقاوم اليأس |
| Kimsenin benim hissettiğim umutsuzluğu ve öfkeyi yaşamasını istemedim. | Open Subtitles | لمنع آخرون من شعور اليأس... والغضب الذي شعرت. |
| Yanımdaki adamla aynı anlamsızlığı ve umutsuzluğu hissettim. | Open Subtitles | حسناً, لا أعلم ...شعرت بذات الإحساس العبثية و اليأس, تماماً كالرجل التالي |
| Çok seyahat ettim ve çok şey gördüm galaksideki umutsuzluğu inkar etmek için. | Open Subtitles | لقد سافرت بعيداً و رأيت كثيراً. حتي أتجاهل اليأس في "المَـجَـرّة". |
| umutsuzluğu bir mil öteden koklayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أشم رائحة اليأس على بعد ميل |
| Ve korku, umutsuzluğu doğurur. | Open Subtitles | والخوف يولد اليأس |
| Ve korku, umutsuzluğu doğurur. | Open Subtitles | والخوف يولد اليأس |
| Havadaki umutsuzluğu kokla. | Open Subtitles | شم رائحة اليأس |