| Yaşamama izin vermediğin için uyandığın zaman orada, yanında olmadığımı anlayacaksın. | Open Subtitles | وعندما تستيقظ ستدرك أني لست معك لست بجانبك لأنك تركتني أموت |
| Sonunda uyandığın ve her şeyin bittiği kısım haricinde kabusa benziyor. | Open Subtitles | لقد كان و كأنه كابوس ما عدا الجزء الذي تستيقظ فيه و تجد أن الكابوس قد انتهى |
| uyandığın zaman sende olacak olan başağrısını kıskanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أحسدك على الصداع الذى سيصيبك عندما تستيقظ |
| uyandığın zaman aynı hissedeceksin. | Open Subtitles | عندما تستيقظين لن تشعري بأي فرق |
| Geceleri çığlık çığlığa uyandığın filan yok. | Open Subtitles | أنتِ لا تستيقظين بالليل أبداً. |
| O yüzden uyandığın zaman, aileni al, bavullarını topla, ve bu şehirden yok ol. | Open Subtitles | لذا .. عندما تستيقظ .. خُذ عائلتك وأحزم حقائبك .. |
| uyandığın zaman çoktan anıt mezarımda tıkılıp kalmış olacaksın. | Open Subtitles | عندما تستيقظ ستكون قد علقت داخل ضريحي للأبد |
| Senin uyandığın saatlerde benim radyo da olmam gerekiyor. | Open Subtitles | الوقت الذى تستيقظ فيه اكون انا فى محطه الاذاعه |
| uyandığın zaman kaplan, en iyi vuruşunu yap. | Open Subtitles | ، عندما تستيقظ أيها المقدام افعل ما بوسعك |
| Hastalık, yanında uyandığın ... kişinin kadın külotu giymesidir... | Open Subtitles | المرض هو حينما تستيقظ من جميلة تجد الجبنة الذائبة على ملبسها الداخلي عليها الذهاب للمستشفى |
| Sen biraz kestirsene. uyandığın zaman, sana güzel bir şey hazırlarım. 20 yıldır aldığım en iyi teklif. | Open Subtitles | لم تذهب للنوم، وحينما تستيقظ سأعد لك شيئاً جميلاً تأكله؟ |
| Nefes alarak uyandığın her gün annenizin boynuna boşalmak yerine içine boşaldığım ve yarınıza hayat verdiğim için bana minnetlerini sunmak adına teşekkür kartı hazırlamalısın! | Open Subtitles | وفي كل يوم تستيقظ فيه ينبغي عليك أن ترسل بطاقة شكر وعرفان لأن نصفك حصلت عليه مني أنا |
| Beraber uyandığın rahibe üzerine kan öksürdüğünde de olabilir. | Open Subtitles | تعرف ذلك يمكن أن يحدث عندما تستيقظ مع راهبة و تسعل دما عليك |
| Başka birini ayarladım ama uyandığın zaman orada olacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | لكن أعدك انني ساكون موجودة عندما تستيقظ تدابير؟ |
| Ara sıra nerede olduğunu bilmediğin bir yerde uyandığın oluyor mu? | Open Subtitles | هل تستيقظ في بعض الأحيان ولا تعرف مكانك؟ |
| Birleşmeden uyandığın zaman, diz çöküp bize bağlılık yemini edeceksin. | Open Subtitles | وعندما تستيقظ ... ستركع لنا .. وستعلن ولائك ... |
| uyandığın her sabah elinle sildiğin şey. | Open Subtitles | ما تمسحينه كل يوم حين تستيقظين |
| uyandığın zaman beni göreceksin. | Open Subtitles | عندما تستيقظين ، سأكون هُنا بالضبط |
| 40 yıl boyunca her gün yanında uyandığın kişiye veda ettiğini düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | "أعني ، هل يمكنُكِ تصوّر أن تقولي "وداعاً لشخصٍ تستيقظين بجانبه كُلّ يومٍ لمدّة 40 عام ؟ |
| Kırmızı iğneler uykuya daldığın yerler mavi iğneler de uyandığın yerler. | Open Subtitles | النقط الحمراء تشير الى مكان نومك. و النقط الزرقاء تشير الى مكان استيقاظك. |
| Buraya ilk geldiğinde uyandığın o bambu tarlasını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر حقل الخيزران الذي أفقتَ فيه عندما جئتم إلى هنا أوّل مرّة؟ |
| Neler olacak bilmiyorum, ama uyandığın andan itibaren... gözünü benden ayırma. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ماذا يمكن أن يحدث ولكن من اللحظة التى تستيقظى فيها لا تبتعدى عن عينى |