| 'Mavi Yıldız'ın 2012'deki galaktik dizilim ile doğrudan bir bağlantısı yoktur, fakat gökyüzündeki pozisyonu ve yaklaşan son hakkındaki uyarıları, muhtemel bir ilişki olduğu yönündedir. | Open Subtitles | بالرغم من التحذيرات عن الكارثة يعتقد الكثير من سكان أمريكا الأصليين بأن هناك رسالة أمل مُشفرة في أحد معالم الهوبي في محمية الهوبي بولاية أريزونا |
| Ama imparator uyarıları aldırmadı, ve ayakkabıları çok uzun süre giydi. | Open Subtitles | ولكن الإمبراطور تجاهل التحذيرات وإرتدى الحذاء لفترة طويلة |
| uyarıları yüksek sesle ve net almak isterim. | Open Subtitles | أفضل أن تكون التحذيرات الموجهة لي ان تكون واضحة |
| Sel uyarıları verilmeye başlandı, hatta Hawaii'de kar yağıyor! | Open Subtitles | تحذيرات فيضانِ خَرجت، وفي هاواي بَدأَ بالإثْلاج |
| Ama bu benim fikrim. Ben kitlesel yıkım lehine kıyamet uyarıları yapmaya meyilliyim. | Open Subtitles | أميل إلى إصدار تحذيرات مشؤومه عن دمار شامل |
| Tehdidi yazan kişinin uyarıları yerine getirilmesi için ne yapması gerektiğini öğrenmek için gönderildik. | Open Subtitles | لقد تم إرسالنا لمعرفة المزيد حول ما تفعلونه لمواجة هذه التحذيرات |
| Bu araştırma aile ve toplumun ergenlerin sadece bilerek uyarıları göz ardı etmediğini ya da basitçe gittikçe artan şidette tehlikeli davranışlarla ailelerine başkaldırmadıklarını anlamalarına yardımcı olabilir. | TED | وهذا البحث يمكن أن يساعد الآباء وعموم الناس ليفهموا أن المراهقين ليسوا فقط يتعّمدون تجاهل التحذيرات أو ببساطة يتحدوا أولياء أمورهم بالانخراط أكثر في سلوكيات خطيرة. |
| İşi bırakmam için aldığım uyarıları dikkate almadım. | Open Subtitles | أهملت التحذيرات لترك هذا العمل، |
| Kimse uyarıları dikkate almıyor. | Open Subtitles | لم يبقى أحد أبدًا من أجل التحذيرات |
| Belki uyarıları büyülerden önce koymalılar. | Open Subtitles | عليهم حقا وضع التحذيرات قبل التعاويذ |
| Hepimiz uyarıları duymuş ve onlara kulak asmamışızdır. | Open Subtitles | جميعنا سمعنا التحذيرات... وتجاهلناها. |
| Bu uyarıları ne kadar çok duyduk biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلمان كم مرة سمعنا التحذيرات ؟ ! |
| Ben kitlesel yıkım lehine kıyamet uyarıları yapmaya meyilliyim. | Open Subtitles | أميل إلى إصدار تحذيرات مشؤومه عن دمار شامل |
| Bu "aptalca" uyarıları daha ciddiye almaya başlamam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أبدأ اتخاذ تحذيرات الغباء بجدية. |
| Şubat 1918'de Alplerdeki ve Venedik ovalarındaki bölüklerin neredeyse açlıktan ölmek üzere oldukları uyarıları Viyana'ya ulaştı. | Open Subtitles | بحلول فبراير 1918 وصلت تحذيرات إلى فينا بأن القوّات النمساوية المجرية في الألب وعلى السهول الفينيسية كانت قريبة من مجاعة |
| Kasırga uyarıları da var. | Open Subtitles | هناك أيضاً تحذيرات من حدوث إعصار |
| Blu-ray disklerdeki uyarıları söküyorlar. | Open Subtitles | "لقد أصدروا تحذيرات على أقراص البلوراي." |