| Efsane, kodun çok güçlü ve tehlikeli olduğu konusunda uyarıyor. | Open Subtitles | الأسطورة تحذر من أن الشيفرة قوية و خطيرة |
| Ne zaman bir şey olacak olsa tutuklama ya da bir baskın Javier bizi uyarıyor. | Open Subtitles | عادة، حينما توشك الأمور على أن تسوء... مثل عملية قبض أو مصادرة... فإن خافيير يحذّرنا. |
| Prius öndeki bir arabanın çok yakında olduğunu hissettiğinde seni uyarıyor ve yavaşlıyor. | Open Subtitles | عندما يحس البريوس أن السيارة المقابلة قريبة جداً يحذرك لتخفض السرعة |
| Sodyum çözeltisindeki elektronlar pozitif katoda yüklendiğinde stres hormonlarını serbest bırakıp amigdalayı uyarıyor ve bellek depolaması için gerekli olan nöronlara giden sinyali güçlendiriyor. | Open Subtitles | إذن، الإلكترونات في محلول الصوديوم هذا عندما يتم شحنها "بكاثود" إيجابي تفرز هرمونات التوتر التي تحفز اللوزتين |
| Hayret verici zafere rağmen, bazı kişiler tetikte kalmamız için bizi uyarıyor. | Open Subtitles | وعلى الرغم من هذا الانتصار المذهل، يحذر البعض أن يجب أن نظل يقظين. |
| Gazeteler her gün bizi Alman casuslar için uyarıyor ve Arnavutluk barışı için önemli olduğu söylenmişti. | Open Subtitles | كل يوم، الصحف تحذرنا من الجواسيس الألمان وهم قالوا بأن حضورهُ كان ضرورياً من أجل السلام في ألبانيا |
| Uh, örümcek hissi beni bir tehlikeye karşı uyarıyor. | Open Subtitles | حاسه العنكبوت تحذرني من خطر |
| Yoksa beni uyarıyor musun? Bu kasaba iki psişiğe dar mı gelir? | Open Subtitles | أهنا حيث تحذّرني أنّ هذه البلدة كبيرة بما فيه الكفاية لوسيطين روحيين؟ |
| Beni uyarıyor. | Open Subtitles | إنه يقوم بتحذيري |
| Beni bu konuda yıllardır uyarıyor. Ben de ameliyattan kaçıyorum. | Open Subtitles | لقد كان يحذرني من هذا لسنوات، وأنا كنت أتجنب الجراحة. |
| Yaralı Yüz uzak durmaları için onları uyarıyor ancak bekârlar ilerlemeye devam ediyor. | Open Subtitles | يحذرهم الزعيم ألا يقتربوا لكن يواصل العُزْب تقدّمهم |
| Yogi ertesi gün şafak vakti bir dişi balığın gelmesine hazır olunması için ekibi uyarıyor. | Open Subtitles | يحذّر "يوجي" الطاقم بأن يكونوا مستعدّين في فجر اليوم التالي لزيارة من سمكة أنثى |
| Medya da vatandaşları aşırı dikkatli olma konusunda uyarıyor. | Open Subtitles | ووسائل الإعلام تحذر المواطنين بأن يتوخوا الحذر |
| O sinyal, saldırgan uzaylıları uzak durmaları için uyarıyor. | Open Subtitles | هذه الإشارة تحذر الوحوش للبقاء بعيداً |
| Tamam. Şey, teknisyenleri katkı maddelerini düzgün koymaları konusunda uyarıyor. Bir saniye. | Open Subtitles | إنها تحذر التقنيين من أن يتساهلوا مع المادة المضافة, إنتظر لحظة... |
| Uzak durmamız için bizi uyarıyor. | Open Subtitles | كان يحذّرنا من الوقوف بطريقه |
| Uzak durmamız için bizi uyarıyor. | Open Subtitles | إنه يحذّرنا ألّا نتعرّض لهم |
| Bastonla fark edilemeyen şeyleri bu seni titreşimle uyarıyor. | Open Subtitles | الأشياء التى لا يمكن شعور بها يحذرك من خلال الأهتزازات |
| İçimdeki Necromonger seni oraya gitmemen için uyarıyor. | Open Subtitles | النيكرومنجر داخلى يحذرك من أن تعود |
| Farklı dalga boyları otonom sinir sistemini uyarıyor. | Open Subtitles | تحفز جازك العصبي اللاإرادي |
| Hindistan Dışişleri Bakanı gelmemeniz için sizi uyarıyor. | Open Subtitles | وزير الخارجية الهندي ، وقال انه يحذر أن لا تأتي. |
| Doğa kesinlikle bizi uyarıyor. | Open Subtitles | الطبيعة تحذرنا بالطبع كتحذير الجحيم |
| Vahşi bir düello beni uyarıyor | Open Subtitles | "والمبارزة البرية تحذرني" |
| O zaman da girişteki arkadaşım Tom beni uyarıyor. | Open Subtitles | سيقوم صديقي (توم) بتحذيري |
| Stres seviyem arttığında beni uyarıyor ben de sakinleşmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | يحذرني عندما يرتفع مستوى توتري لكي أحاول أن أهدأ. |
| Onları uyarıyor. | Open Subtitles | هو يحذرهم |
| Fazladoz.org bu ülkede satılan... sebzelerin yarısından fazlasının... genetikleriyle oynanmış oldukları konusunda uyarıyor. | Open Subtitles | 220)}"موقع "أوفر رياكتور يحذّر من أنّ أكثر من نصف 220)}الخضراوات المباعة في هذه الدولة معدلة النظام الوراثي |