| Sen onu oraya yollayınca seni bu konuda uyarmıştık biz. | Open Subtitles | لقد حذرناك من هذا عندما أرسلته إلى هناك |
| Bu para yeterli değil. Seni uyarmıştık! | Open Subtitles | ليس المال، لقد حذرناك |
| - Seni uyarmıştık. - İyi misin dostum? | Open Subtitles | لقد حذرناك - هل أنت بخير يا صديقي - |
| - İzinsiz mülküme girmişti. uyarmıştık. | Open Subtitles | كان يتعدى على ممتلكاتي وقد تم تحذيره |
| - İzinsiz mülküme girmişti. uyarmıştık. | Open Subtitles | كان يتعدى على ممتلكاتي وقد تم تحذيره |
| Ama biz sizi kuvvetleri göndermeyin diye uyarmıştık. | Open Subtitles | لكننا حذرناك بألا ترسل القوات |
| Seni uyarmıştık Marcus, tüm hayatların boyunca yaptığın hareketler, Reverti'yi teşhir etme riski taşıyordu. | Open Subtitles | (لقد حذرناك يا (ماركوس في كل حيواتك أن سلوكك يُخاطِر بفضح تنظيمنا |
| Bayan Florrick, sizi sessiz kalmanız konusunda uyarmıştık. | Open Subtitles | سيدة (فلوريك), لقد حذرناك مسبقاً بشأن البقاء صامتة |
| Seni uyarmıştık Krupkin. | Open Subtitles | -قد حذرناك يا سيد/بابكين |
| Seni uyarmıştık. | Open Subtitles | لقد حذرناك |
| Seni uyarmıştık. | Open Subtitles | نحن حذرناك |