Bu uygulamayı yüklemem şartıyla kabul etti. Annem beni delirtiyor, bak. | Open Subtitles | حصلت عليه بشرط أن أُثبِت هذا التطبيق والدتي تقودُني للجنون, أُنظرن |
Bu uygulamayı birlikte yarattık ve bu konferans yılda bir kere oluyor. | Open Subtitles | قمنا بإختراع هذا التطبيق معاً وهذا المؤتمر يحدث مرة واحدة في العام، |
Eğer suçlular hakkında bilgi istiyorsan, diğer suçlulara uygulamayı kullandırmalısın. | Open Subtitles | تريد معلومات عن مجرمين تحتاج أن يستخدم التطبيق مجرمون آخرون |
Bu uygulamayı geliştirdim çünkü okulumuzda Justin Bieber'dan hoşlanmayan çok insan vardı, ben de bu oyunu yapmaya karar verdim. | TED | وقد قمت بابتكاره لوجود الكثير من الأشخاص في المدرسة لا يحبون جستين بيبر قليلا، لذا قررت إنشاء التطبيق |
Aslında, bu uygulamayı kullanılabilmesi için yapmadık, sadece içeriğin bir kanıtı olarak yaptık. | TED | في الواقع، نحن لم نطور التطبيق لجعله متوفراً، فقط لإثبات المبدأ. |
Öncelikle geçen haftaydı sanırım, telefonumu açıp Uber randevusu ayarlamaya çalıştım ve uygulamayı bulamadım. | TED | قبل كل شيء ، أعتقد أنه في الأسبوع الماضي ، فتحت هاتفي وحاولت الحجز في التطبيق أوبر و لم أتمكن من العثور على التطبيق. |
O gün insanların uygulamayı bulamadığını fark ettin mi? | TED | هل لاحظت عدم عثورالآخرين على التطبيق في ذلك اليوم ؟ |
O uygulamayı -- hangisi olduğunu biliyorsun; seni hep elinde tutan, seni içine çeken -- telefonundan sil, en azından o gün için. | TED | ذلك التطبيق .. نعم أنتم تعرفونه الذي يأخذ وقتك دائمًا، احذفه من جهازك حتى لو في هذا اليوم فقط. |
Sadece, sana 4-5 saniye içinde göndereceğim uygulamayı çalıştır. | Open Subtitles | فقط إضغط موافق على التطبيق الذي سأرسلهُ لكَ و عندها ستحظى بالموقع خلال أربع الى خمسة ثواني |
Silah sesi çıkaran şu uygulamayı indirmiş. | Open Subtitles | لديه ذلك التطبيق عليه الذي يجعله يبدو مثل مسدس, اتعرفونه؟ |
Elbise dolabını düzenlemek için kullandığı uygulamayı... göstermek için sabırsızlanan bir kadınla randevum var... | Open Subtitles | فقد فزت للتو بموعد مع فتاة لا يمكن أن تنتظر لتريني التطبيق الذي استخدمته لتنظيم خزانة ملابسها |
Ve uygulamayı bitirmeye yakın telefon açmaya karar verdiler. | Open Subtitles | وبعد ذلك، كانوا قريبين من إنّهاء هذا التطبيق الذي قرروا أنّ يسمّونه |
Sen sadece uygulamayı Cinco'daki büyük açılışa yetiştirmeye çalış. | Open Subtitles | فلتقلق بشأن إنهاء التطبيق في الوقت المحدد من أجل إسدال الستار عنه في سينكو |
Tanrı aşkına, o uygulamayı kullanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | حباً بالله ,انت تستخدمين ذاك التطبيق,أليس كذلك؟ |
İndirme geçmişi var ama uygulamayı hesabından silersen onu silersin. | Open Subtitles | سيكون هناك تاريخ التحميل ولكن إذا قمت بحذف التطبيق من حسابك وقمت بالمزامنة تكون قد محيته تماماً |
Bu uygulamayı derin ağdan indirirsin ve javanın temel kodlarını kullanarak şirketin telefon hattına gizli bir yol açarsın. | Open Subtitles | فقط حمل هذا التطبيق من الشبكة العنكبوتية المخفية وجهز الفيروس الذي سترسله لشركة الهاتف المركزية |
uygulamayı indiriyorsun, gösterdiğin cesareti fotoğraflıyorsun sonra da banka hesabına doğrudan para birikmeye başlıyor. | Open Subtitles | تقومين بتحميل التطبيق و التقاط صورة لنفسك أثناء تنفيذ التحدي و ستجدين المال مودعاً مباشرة إلى حسابك المصرفي |
Bu uygulamayı parmak izlerini kaydedebilmek için programladım. | Open Subtitles | برمجت هذا التطبيق ليخزّن بصماته. لوأمكنناتقفّيأثر الماضي.. |
uygulamayı kırmızı ışıkta yaptığınızda kaza oranları düşüyor yeşil ışığa yaptığınızda ise kazalar artıyor. | TED | انخفض معدل الحوادث عندما يتم تطبيق ذلك على اشارة المرور الحمراء وترتفع عندما يطبقونها على اشارة المرور الخضراء |
Olan, buradaki adamın düzgün kanun uygulama prosedürünü uygulamayı beceremedi. | Open Subtitles | رجلك هنا فشل في إتباع إجراءات تنفيذ القانون السليم هذا ماحصل |
Aslında, Ukraynalı bir programcı uygulamayı geliştirdi. | Open Subtitles | حقيقةً، مُبرمجون أوكرانيّون قاموا ببرمجة التَطبيق. |