|                Ya şimdi uyuya kalırsam ve kötü bir şey olursa.                | Open Subtitles |                 ماذا إذا نمت الآن و حدث شيء؟ الأشياء دائماً تحدث                | 
|                O tamamen zararsız bir canlandırıcı. uyuya kalma ihtimalini şansa bırakamazdık.                | Open Subtitles |                 إنه سائل غير مؤذي إطلاقاً ، أردنا أن نستغلك في حال غفوت                | 
|                uyuya kalan ben değilim, Çavuşum.                | Open Subtitles |                 لم أكن نائما يا حضرة الرقيب إن جونيور هو من كان نائما ..                | 
|                Büyük ihtimalle ihtiyarın biriyle birkaç bardak içki içeceksin, sonra da adam uyuya kalacak.                | Open Subtitles |                 سوف تجلسين رفقة أحد الرّجال المسنّين تتناولان المشروبات ثمّ يغطّ نائماً                | 
|                Frank kilotunun içinde kumandayla birlikte uyuya kaldı.                | Open Subtitles |                 فرانك نام وجهاز التحكم محشورا في سرواله الداخلي                | 
|                Tatlım baksana. Megan bahçede çalışırken uyuya kaldı. Ne kadar da sevimli?                | Open Subtitles |                 عزيزتي انظري قد نامت ميغان عندما كنا في الحديقة كم هي لطيفة؟                | 
|                Bir ara uyuya kaldın, uyur gibi yaparken ben senin uyumanı seyrettim.                | Open Subtitles |                 و في لحضةٍ غِطتَ في النّوم ـ و كنتُ أشاهدكَ نائماً عندما كنتُ أتظاهر بالنوم ـ إرفعوا أيديكم                | 
|                uyuya kaldım, tüm gece uyudum ve uyandığımda en ağır semptomlarım hafiflemişti.                 | TED |                 غططت فى النوم، لقد نمت طوال الليل وعندما استيقظت، أشد الأعراض كانت قد خفت بشكل كبير.                 | 
|                Biliyorum geçen hafta biraz geciktim. uyuya kalmıştım vesaçlarım karma - -                | Open Subtitles |                 اعلم انني تأخرت الاسبوع الماضي نمت بشكل مضحك وكان شعري مشوشا                | 
|                Ne olduğuna asla inanmayacaksınız! Direksiyonda uyuya kaldım, ve tır kendi kendine buraya kadar gelmiş.                | Open Subtitles |                 لن تصدقوا ما حدث, لقد نمت في المنعطف والشاحنة قادت الي هنا بمفردها                | 
|                Otobanda son hızla giderken uyuya kaldın!                | Open Subtitles |                 لقد غفوت بينما كنت تقودين وكنت تقودين بسرعة على الطريق السريع                | 
|                Bende sis kalkana kadar bekledim uyuya kalmışım.                | Open Subtitles |                 جلستحتىأنتظرانقشاعالضباب.. ولابدّ أنني غفوت                | 
|                Bu arada, ağrı kesici beni biraz sersemletti, yani eğer ortasında uyuya kalırsam, omzuma hafifçe dokunsan yeter.                | Open Subtitles |                 بالمناسبة، أنا نوعا ما دائخة من الفايكون لذلك إن غفوت في المنتصف أعطني دفعة صغيرة على الكتف                | 
|                -Benimle sevişirken uyuya kaldı.                | Open Subtitles |                 سقط نائما عندما انه جعل الحب بالنسبة لي.                | 
|                Babam uyuya kalsın diye beklemek zorunda kaldım sonra da anahtarları çaldım.                | Open Subtitles |                 كان عليَّ أن انتظر والدي ليغفو نائماً لأستطيع سرقة مفاتيحه                | 
|                Bir keresinde tramvayda uyuya kalmış ve tramvaya bir Gestapo binmişti.                | Open Subtitles |                 لقد نام في القطار ذات مرة ودخلت الشرطة النازية                | 
|                Bayan Mable yemeğimizi yaktı, uyuya kaldı ve devamlı osuruyor.                | Open Subtitles |                 السيدة بير أحرقت عشائنا ثم نامت ولا تزال تطلق الغازات                | 
|                Şey, ben helada uyuya kalmışım, sonra geldim buraya baktım herkes gitmiş, kapı kilitli, ben de burada yattım.                | Open Subtitles |                 حسنٌ، لقد غططت بالنوم داخل الحمّام ثمّ خرجت إلى هنا . فإذا بالجميع قد رحلوا ، وكان الباب مغلقاً . فغططت بالنوم هنا                | 
|                Merak etme, uyuya kaldığı gibi seni armadillo gibi sarıp sarmalayacağım.                | Open Subtitles |                 لا تقلقي حينما تغط في النوم سوف أديرك مثل حيوان المدرع                | 
|                Biliyorum, Birşey yapamadım. "Hawaii Bing-Bao." sırasında uyuya kaldılar.                | Open Subtitles |                 أعلم ذلك لم أستطع أن أمنعهم لقد شعرا بالنعاس عندما كنا نشاهد هاواي بينق باو                | 
|                Babam güldü ve hamakta uyuya kaldıklarını söyledi.                | Open Subtitles |                 ...ووالدي ضحك وقال أنهم ناموا على الأرجوحة                | 
|                Ya da sınavlar için çalışırken kütüphanede uyuya kalırlar.                | Open Subtitles |                 أو أنهم تغفو في المكتبة بينما كانوا يدرسون لامتحاناتهم.                | 
|                Bütün uyarılara rağmen, yatakta sigara içiyormuş, uyuya kalmış.                | Open Subtitles |                 بالرغم من التحذيرات كانت تدخن فى السرير و غلبها النعاس                | 
|                Siz testi makul bir sürede bitirip, ben burada uyuya kalmadan önce geldiniz.                | Open Subtitles |                 أنّكما قمتما بالفحص في وقتٍ قصير، وعدتما هنا قبل أن أجدَ الوقتَ لأغطّ في النّوم                | 
|                Aslında, baygınsın. Direksiyonda uyuya kaldın,                | Open Subtitles |                 في الواقع أنتِ فاقدة الوعي لقد نمتِ أثناء القيادة                | 
|                Beraber uyuya kaldığımız gecenin sabahında çekilmiş.                | Open Subtitles |                 لقد تم إلتقاطها في ليلة بعد أن نمنا معاً..                |