| Kral'ın arkasını kollarsanız, sizi vaat edilmiş topraklara götürür. | Open Subtitles | فليعتمد الجميع على الملك وسوف أقودكم إلى الأرض الموعودة |
| vaat edilmiş topraklara kim götürecek bizi? | Open Subtitles | و من الذي يقودنا نحو الأرض الموعودة ؟ ماذا ؟ |
| "vaat edilmiş topraklara doğru yürüyorum" | Open Subtitles | وأنا متجه نحو الأرض الموعودة |
| Ama Batı'ya vaat edilmiş topraklara Azizlerin seyahati için zaruri olan yan tren hattı selefine kıyasla, senin döneminde iki kat daha hızlı ilerledi. | Open Subtitles | ومع ذلك، فإن خط السكة الحديد الذي يبرهن على ضرورة الرحلة المقدسة للغرب إلى أرض الميعاد |
| Bizimle birlikte vaat edilmiş topraklara gelirler diye umuyordum. | Open Subtitles | وكنت آمل انهم ينجوا معنا إلى أرض الميعاد |
| Yeni yasalarımız, bizi vaat edilmiş topraklara hazırlayacak. | Open Subtitles | لدينا قوانين جديدة تحضرنا لارض الميعاد |
| Kutsal su, İsrailoğulları'nın Mısır Firavunundan kurtulup özgürlüğe kavuşabilmeleri için yarılmış ve vaat edilmiş topraklara doğru yol açmıştı. | Open Subtitles | -(عبر الماء قدت أبناء يسرائيل )- -(من العبودية في مصر)- -(للحرية في الأرض الموعودة )- |
| Zekân Aster Şirketi'ni karanlıktan çıkartıp vaat edilmiş topraklara götürebilir. | Open Subtitles | عقلك يمكنه قيادة (استر كوربس) للخروج من الظلام إلى الأرض الموعودة. |
| - Larry. Bu adamın tavsiyelerine uy ve seni vaat edilmiş topraklara götürsün. | Open Subtitles | (لاري)، افعل ما ينصحك به هذا الرجل وسيقودك إلى الأرض الموعودة |
| vaat edilmiş topraklara gidebilmemiz için buna devam et. | Open Subtitles | حسنا، حافظوا على تمهيد الطريق إلى أرض الميعاد |
| vaat edilmiş topraklara gidiş pasaportu bu. | Open Subtitles | لماذا، هذا جواز سفر إلى أرض الميعاد |
| Yeşu'nun liderliğinde vaat edilmiş topraklara girdiler. | Open Subtitles | قادهم (يشوع) إلي أرض الميعاد |
| Yeşu, yeni yasalarımız var, ...bunlar bizi vaat edilmiş topraklara hazırlayacak. | Open Subtitles | (يشوع) لدينا شريعة جديدة لتُجهزنا لارض الميعاد |