| - Olmaz. Senin, vakti gelene kadar saklanman gerekiyor. Öteki dünyadan döndüğünü bilmemeli. | Open Subtitles | عليك أن تظلي مختفية حتى يحين الوقت لا يجب أن تعرف أنكِ عدتِ | 
| Karımı kimin öldürdüğünü öğrendiğimde vakti gelene kadar hiçbir şey yapmam. | Open Subtitles | عندما أعرف هوية قاتل زوجتي لن أفعل أي شيء حتى يحين الوقت المناسب | 
| Polonya'daki adamlar, kız çocuklarını satma vakti gelene kadar onlarla aynı odada bile durmazlar. | Open Subtitles | أعني، لا يتواجدون حتى في نفس الغرفة التي تتواجد بها طفلتهم حتى يحين الوقت لبيعها | 
| Uzağa, plajın sonuna kadar gidip sokakta kabinlerin dışında onunla buluşma vakti gelene kadar kartpostallar, mektuplar ve üçüncü şahıs günlüğümü yazdım. | Open Subtitles | فكنت أذهب إلى نهاية الشاطئ البعيدة لكى أكتب بطاقات البريد و الرسائل و لكى أسترسل فى جريدة الشخص الثالث حتى يحين الوقت لملاقاته فى الشارع خارج حجرات الإستحمام | 
| Kesim vakti gelene kadar. | Open Subtitles | حتى يحين الوقت الذبح |