| Ya vaktimi boşa harcadıysam ve böyle hassas bir pozisyonda asla rahat hissetmezsem? | TED | ماذا لو كنت أضيع وقتي ولن أشعر أبدًا بالراحة في موقع مكشوف كهذا؟ | 
| Ama belli ki vaktimi boşa harcıyorum. Binbaşı sana bir iki şey öğretir. | Open Subtitles | لكن من الواضح أنني كنت أقوم بتضييع وقتي سيلقنكِ الرائد درسًا أو درسين | 
| Keşke bütün vaktimi Sarah Wallis'i korkutmak için kağıttan pipiler yapmakla harcamak yerine anaokulunda sanat eğitimi almış olsaydım. | Open Subtitles | لو اهتممت قليلاً بحصص الروضة الفنية عوضاً عن أن أصرف وقتي كله في صناعات أشكالٍ ورقية لإخافة سارا ويليز. | 
| Niyetin vaktimi ziyan etmek mi, yoksa elinde somut bir kanıt var mı? | Open Subtitles | الآن، هل أنتهيت من إضاعة وقتي أم إنه لديك دليل موثوق من أجلي؟ | 
| Patronuna söyle, bir daha vaktimi böyle harcarsa bir sonraki görüşmemiz böyle olmaz. | Open Subtitles | أخبر رب عملك اذا أهدر وقتى هكذا ثانية, لقائنا القادم لن يكون ودياً. | 
| vaktimi boşa harcamaktan ötürü seni içeri tıkmadan önce şakımaya başla. | Open Subtitles | . توقف عن غبائك هذا قبل أن أقبض عليكم لإضاعتكم وقتي | 
| Ben daha seveceğim kişiyi bulamadım çünkü vaktimi seni severek geçiriyorum. | Open Subtitles | لم أجد من أحبّ بعد لأنّني أمضي كلّ وقتي في حبّك | 
| Yanlış teslimat yüzünden magazincilerden kaçmak için vaktimi boşu boşuna harcadım. | Open Subtitles | كان على الهروب من الصحفيين وأضعت وقتي بسبب عملية تسليم المزيفة. | 
| Hoş kızları severim. Sadece vaktimi onları okuyarak geçirmekten hoşlanmam. | Open Subtitles | ولكنني أظن أني اضيع وقتي في قراءة مثل هذه المجلات | 
| Hem vaktimi geçirmek istediğim başka bir kız var zaten. | Open Subtitles | بجانب، أظن أن هنالك فتاة تستحق أن أقضي وقتي معها | 
| Bahane uydurup durma da tüm gücünle saldır. vaktimi boşuna harcıyorsun. | Open Subtitles | توقّف عن اختلاق الأعذار، آتني أقوى ما لديك ولا تهدر وقتي. | 
| Söylesene Doktor, planlamam gereken savaşlar varken vaktimi neden seninle harcıyorum? | Open Subtitles | أخبرني يا دكتور، لمَ أضيع وقتي معك؟ لدي حروب لأخطط لها | 
| Tüm saygımla vaktimi tuvaletlerde sert davranmaya çalışarak harcamayı cidden sevmiyorum. | Open Subtitles | مع احترامي. لا أريد أن أقضي وقتي في القتال في المراحيض | 
| ...okumayı yazmayı öğretebilirsiniz fakat sonunda evlenmediyseniz "vaktimi seninle harcadığıma inanamıyorum." derler. | Open Subtitles | لو أنتهى الأمر ولم تتزوجها ستقول لا أصدق أنني ضيعت وقتي معك | 
| Ben vaktimi sokaklarda, davranış bilimci yeteneklerimi hayvanlar alemi üstünde kullanarak geçirdim. | Open Subtitles | قضيتُ معظم وقتي في الهواء الطلق، مُطبّقاً مهاراتي السلوكيّة على المملكة الحيوانيّة. | 
| Eğer elinde gerçek bir ipucu yoksa burada durup vaktimi boşa harcamamalısın. | Open Subtitles | لو كان لديك أية أدلة حقيقية لما كنت موجود هنا مضيعاً وقتي | 
| Diğer türlü, lütfen vaktimi boşa harcama. Hey! Nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | وإلا فأرجو منك عدم هدر وقتي إلى أين أنت ذاهبة؟ | 
| Yılanlara benziyor diye yumurtaları bırakıp vaktimi boşa harcadım. | Open Subtitles | أمضي وقتي بوضع البيض لكي تأتي أفعى مثلها وتأكله | 
| Söyledim ya, sadece evet ya da hayır deyin. vaktimi boşa harcıyorsunuz! | Open Subtitles | لا, أخبرتك ألا تقول سوى نعم أو لا إنك تهدر وقتي | 
| Bu yüzden tarafsız görünüp vaktimi beklemem herkesin yararına olur. | Open Subtitles | لهذا فاٍننى أفكر في الأفضل لكل فرد لو بدوت محايدا و أقمت في وقتى | 
| Altın aramak ve başka bir altın madeni bulmak için vaktimi ve paramı boşa harcamayacağım. | Open Subtitles | أننى لن أذهب للتنقيب مرة آخرى مضيعة للوقت والمال فى محاولة إيجاد منجم ذهب آخر | 
| - Olsak iyi olur çünkü değilsek olmayan vaktimi boşa harcıyorsun demektir. | Open Subtitles | من الأفضل أن نكون لأنه لم نكن كذلك فنحن نهدر وقتًا لستُ أملكه | 
| Eminim ki bunların hiçbiri de benim vaktimi boşa harcamayacaktır. | Open Subtitles | وأنا واثقة أن لا شيء معنى سيكون مضيعةً لوقتي | 
| Neden vaktimi randevuları iptal eden yorgun bir savaş atıyla harcayayım ki? | Open Subtitles | لماذا أضيع وقت في هراءات و ألغي الميعاد على آخر دقيقة ؟ يمكنني مساعدتك |