| Kapıya vardığımız sırada elini kolumun altına koydu. | Open Subtitles | عند وصولنا إلى البوابة وضع يده حول ذراعي |
| Boston'a vardığımız zaman, baldızımın poposu kadar büyük bir şeye dönüşür. | Open Subtitles | عند وصولنا إلى بوسطن سيكون حجمه بحجم مؤخرة زوجة أخى |
| Buradaki mahkeme salonuna vardığımız anda iç kapıları kullanarak bir salondan diğerine güvenlik kameraları ve masaları koridora hiç adım atmadan ilerleyebiliriz. | Open Subtitles | بمجرد وصولنا إلى قاعة المحاكمة هذه يمكن أن نستخدم السلالم الداخلية لنتحرك من قاعة إلى آخر دون |
| Belki Kuzey'e vardığımız zaman her şeyi arkanda bırakabilirsin. | Open Subtitles | ربما عند وصولنا للشمال ستتمكن من تركه خلفك |
| Yani fabrikaya vardığımız andan beri her şey bir düzmeceyi öylemi | Open Subtitles | إذن كان الأمر برمته مُعـدْ من اللحظة التي وصلنا بها المصنـع |
| Daha vardığımız anda sızan sudan rutubet kokusunu aldım. | Open Subtitles | لقد شممت رائحة العفن من تسرب المياه لحظة وصولنا هنا |
| Hastaneye vardığımız vakit iyileşeceksin. | Open Subtitles | سيكون كل شيء على ما يٌرام بمٌجرد وصولنا للمُستشفى حسناً ؟ |
| Her şey, İstanbul'a vardığımız o gece başladı. " | Open Subtitles | كل هذا حدث فى ليلة وصولنا الى اسطنبول |
| Halifax'a vardığımız zaman atladı. | Open Subtitles | جورجيا كينت" قفزت " "تماما قبل وصولنا "هاليفاكس |
| Onu Auschwitz'e vardığımız gece görmüştüm.. | Open Subtitles | "رأيتهُ في ليلة وصولنا إلى "أوشفيتز |
| Nassau'ya vardığımız anda dilediğin yere gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | بمجرد وصولنا لـ(ناسو) أنت حر للذهاب في أي مكان. |
| vardığımız anda.. ..bu yeri bir arada tutan.. | Open Subtitles | في لحظة وصولنا اتضح لي فوراً |
| Reese eve vardığımız ilk saniye de beni öldürecek ve şimdi | Open Subtitles | سيقتلني (ريس) فور وصولنا للمنزل. والآن... |
| Demek istediğim anlaşmaya vardığımız davaların sayısında artış oldu. | Open Subtitles | مما يعني أن نسبة القضايا التي وصلنا فيها إلى تسوية قد ارتفعت |