| Şimdiyse formaldehit içerisinde varillere tıkıştırılmış bir hâlde bataklıkta yüzüyorlar. | Open Subtitles | والآن يطفين في الفورمالدهايد ومحشورات في براميل منتشرة حول مستنقع |
| İşiniz bitince bunları varillere, varillere koydunuz, değil mi? | Open Subtitles | و لكنك كنت تضعهم فى براميل عندما تنتهى منهم ، ألم تكن العملية تسير بتلك الطريقة ؟ أجل |
| Şimdiyse formaldehit içerisinde varillere tıkıştırılmış bir hâlde bataklıkta yüzüyorlar. | Open Subtitles | الآن هن يطفين في محلول الفولديهايد و محنطين في براميل متناثرة في المستنقع |
| Bir grup kız öldürülüp varillere konuyor. | Open Subtitles | قُتلت مجموعة من الفتيات وخزّنّ في براميل |
| Kablolar elli galonluk varillere bağlı. | Open Subtitles | أسلاك و براميل سعة خمسين غالونا مربوطة مع بعض |
| varillere doldurup onları da konteynerlerde saklamak zorundalar. | Open Subtitles | إنه نفط غير قانوني يتوجب عليهم شحنه في براميل وإخفائها داخل حاويات بضائع |
| Gaz ölüleri yaşama döndürdükten sonra, onları yuvarlayıp şu varillere tıktık sonra da asla onları yok edemedik. | Open Subtitles | بعد أن أعاد الغاز الموتى إلى الحياة ، حاصرناهم ووضعناهم في براميل... .. ومن وقتها لم نقوى على تدميرها. |
| varillere koyuyordum. 35 galonluk varillere mi? | Open Subtitles | أضعها فى براميل -براميل سعة خمسة و ثلاثون جالون ؟ |
| Kızlar tecavüz edilip işkence görmüş ve varillere tıkılmış. | Open Subtitles | -نعم قد اغتصبَت فتيات وعذّبن وحشرن في براميل |
| Büyük ihtimalle çok soğuk varillere bir şeyler yerleştirdi. | Open Subtitles | ربما لتضع الأشياء في براميل باردة جداً. |
| Yumurtaları varillere. | Open Subtitles | قامو بتحويل البيض إلى براميل |