| Ve sana bildiğim her şeyi anlatmak Hiristiyanlık vazifemdir. | Open Subtitles | وهذا هو واجبي كمسيحي أن أقول لكم كل شيء أعرفه |
| Bana ihtiyaç duyulduğunda gerekli adımları atmak, vatanperverlik vazifemdir. | Open Subtitles | التقدم عندما تتم مناداتي كان دائماً واجبي الوطني |
| - Hayatına kastedecekse... sizi uyarmak vazifemdir sayın bakan, bence... ülkemiz acil bir durumla karşı karşıyadır. | Open Subtitles | - على حياة الرئيس انة لمن واجبي ان اخبرك سيدي الوزير، في رأيي اننا نواجه حالة من الطوارئ الوطنية. |
| Senin vazifen, benim de vazifemdir. | Open Subtitles | و كل ما هو واجب عليك فهو واجبي أيضاً |
| Bu şehri onurlandırmak vazifemdir. | Open Subtitles | أنا فَقط أشرف هذه المدينة. |
| Bu şehri onurlandırmak vazifemdir. | Open Subtitles | أنا فَقط أشرف هذه المدينة. |
| Albayım, rapor etmek vazifemdir, yalnızca sekiz cephanemiz kaldı. | Open Subtitles | أيها الكولونيل، من واجبي أن أبلّغ... لم يبتقَ إلّا ثمان طلقات مدقع. |
| Baudelaire çocuklarının, çok uzun yıllar öncesine dayanan acı geçmişlerine ışık tutmak, benim kutsal vazifemdir. | Open Subtitles | ومن واجبي أن أسرد القصة المؤسفة لأطفال عائلة "بودلير" كما حدثت قبل سنوات عديدة. |
| Benim adım Lemony Snicket ve Baudelaire yetimlerinin vahim sonunu özenle araştırmak benim kutsal vazifemdir. | Open Subtitles | اسمي "ليموني سنيكيت"، ومن واجبي المقدس أن أجري بحثاً دقيقاً عن محنة أطفال عائلة "بودلير" الرهيبة. |
| Baudelaireların trajik öyküsünü anlatmak benim elim vazifemdir. | Open Subtitles | من واجبي المحزن أن أروي قصة أطفال آل "بودلير" المأساوية. |
| Savaşmak benim vazifemdir. | Open Subtitles | -إن القتال واجبي . |