| Hepsi yaralanma, hastalık ve şiddete maruz kalmış. | TED | كلهم عرضة للإصابة و المرض و العنف. |
| O bölgedeki bir tümor aşırı öfke ve şiddete sebep olur. | Open Subtitles | ...الورم بذلك المكان قد يتسبب بالغضب الشديد - و العنف - |
| Sen bile ne olduğunu bilmiyorsun. - Hezeyana ve şiddete yol açan salgın bir hastalığın raporları... | Open Subtitles | تقارير عن تفشي مرض يسبب الهذيان و العنف |
| Bu rekabetçi ortam sık sık saldırganlığa ve şiddete yol açabiliyor. | Open Subtitles | بالتأكيد هذا النموذج التنافسي يمكن أن يؤدي احياناً إلى العدوان والعنف |
| Bu yüzden, bir sonraki filmde, Avrupa'daki bazı genç Müslümanların neden aşırılığa ve şiddete çekildiğini anlamak ve anlatmak istedim. | TED | لذلك، للفيلم المقبل، أردت أن أحاول وأفهم لماذا يتجه بعض الأطفال المسلمون في أوروبا إلى التطرف والعنف. |
| - Yani? Agresif, rekabetçi ve şiddete eğilimli. | Open Subtitles | عدواني، ومتنافس ويميل إلى العنف. |
| Entrika ve şiddete düşkünsün. | Open Subtitles | لديك ميل الى الخداع و العنف |
| Spora ve şiddete bayılıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحبون الرياضة و العنف |
| Spora ve şiddete bayılıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحبون الرياضة و العنف |
| İnsanlar ölüm ve şiddete bayılıyor. | Open Subtitles | الناس مبهورون بالموت و العنف |
| Fakat eğer belli içgüdülerle dünyaya geliyorsak bunların bazıları bizi bencillik, önyargı ve şiddete mahkum edebilir. | TED | حيث أنه لو وُلدنا ببعض الغرائز الخاصة، من الممكن عندها أن يديننا بعضهم بالأنانية والتحيز والعنف. |
| Dilimizi öğrendi, nefret ve şiddete tahammül etti ve mülkünü hak etti, çünkü evini Amy Foster'ın kalbinde bulmuştu. | Open Subtitles | تعلم لغتنا تحمل البغض والعنف وجنى الثمار، لأنه وجد منزله في آمي فوستر |
| ve şu ana dek pek çok savaş ve şiddete karıştı. | Open Subtitles | ومع ذلك فهو مُرتبط بكثير من الحروب والعنف |
| Gitgide daha fazla insan suç ve şiddete yönelirken, şehir korkuya büründü. | Open Subtitles | بما ان الكثير والكثير من الناس تحولوا إلى الجريمة والعنف, البلدة أصبحت مجتاحة بالخوف. |
| Bazı eserleri rahatsız edici seviyede böylece akşamın sonu sarhoşluğa ve şiddete mahkum. | Open Subtitles | هو شيء من الشقي الرهيب، ذلك لا بد المساء أن تنتهي في السكر والعنف. |
| - Ayrıca agresif, rekabetçi ve şiddete eğilimli. | Open Subtitles | وهو أيضاً عدواني ومتنافس ويميل إلى العنف! |