| Dans etme, şarkı söyleme ve bol bol eğlenme vakti! | Open Subtitles | أنه وقت الرقص و الغناء وقطع الكاتو والكثير من المرح |
| İki sedye, üç hemşire meşrubat sunan yaşlı bir hanım ve bol bol da sandalye olacak. | Open Subtitles | سيكون هنالك سلتين مهملات, وثلاث ممرضات على الاقل سيدة كبيرة في السن تقدم المشروبات, والكثير من الكراسي |
| Birkaç otomatik silah ve bol bol coşku. | Open Subtitles | حفنة من الأسلحة الاتوماتيكيه والكثير من الحماس |
| Bi kısmı bilmediğin şeyler hakkında boktan tavsiyeler olsun ve bol bol vodka. | Open Subtitles | إنها عبارة عن نصيحة عرجاء عن شيء لا معرفة لكَ به والكثير من الفودكا. |
| Bir önceki yılın çoğunu hastane yatağında geçirmiş bir kız için dışarıda olmak, sinek kuşlarını saymak büyük annesiyle birlikte olmak ve bol bol gülmek çok iyi zaman geçirmekti. | TED | بالنسبة إلى طفلة صغيرة قضت معظم السنة في السابق في سرير المشفى، كونها في الخارج تُحصي عدد طيور الطنان وتقضي وقتًا رائعًا مع جدتها، والكثير من الضحك. |
| Bir de çaydanlık ve bol bol kahve. | Open Subtitles | أيضا، احضر دورق قهوة والكثير من القهوة. |
| Tek ihtiyacın biraz alüminyum, pas ve bol bol aşk, Profesör Mason. | Open Subtitles | والكثير من الحنان بروفسور مايسون |
| (Kahkahalar) Tembel hayvanların gizli silahı dört bölmeli bir mide ve bol bol zaman. | TED | (ضحك) سلاح الكسلان السري هو امتلاكه معدة ذات أربع غرف والكثير من الوقت. |
| Evet ve bol bol anne sevgisi. | Open Subtitles | نعم, والكثير من حب ماما. |
| Sadece ben ve bol bol güneş ışığı. | Open Subtitles | -أنا والكثير من أشعة الشمس وحسب . |