| (Video) Sayın Başkan, Bay Mitchell, sizin nezdinizde, ekonomimizde neyin yanlış gittiğini incelemek, büyük bir zevk ve onur. | TED | السيد: رئيس الجلسة، السيد: ميتشل، لمن دواعي السرور والشرف العظيم أن أجلس امامكم لفحص المشاكل التي يمر بها اقتصادنا. |
| Benim için en büyük armağan ve onur senin gibi bir kızımın olmasıdır. | Open Subtitles | الهدية والشرف الأعظم هما أن تكوني ابنتي لقد اشتقت اليك كثيراً |
| Zafer ve onur arayışı içinde memleketinden uzaklara esti! | Open Subtitles | تعصف بعيداً عن موطنها بحثاً عن المجد والشرف |
| Özgürlük ve onur savaşım beni ayakta tutuyor. | Open Subtitles | كانت المسألة بالنسبة لي مسألة حرية وشرف وهذا ما يجعلني استمر بهذا المنوال |
| Bu büyük bir ayrıcalık ve onur elimden geldiğince bu şanlı topluluğa olanak tanımaya yardım etmek. | Open Subtitles | إنه لأمتياز كبير وشرف أن أسهّل عمل هذه المجموعة المذهلة بأي طريقة أستطيع. |
| Sirklerden hoşlanmam, ve onur bir çizikle tatmin edilemez. | Open Subtitles | أنالاأستمتعبألعابالسيرك, و الشرف لا يصان بخدش بسيط |
| Bu bir ölüm ve onur müsabakası. Bu gladyatörlerin kanunudur! | Open Subtitles | إن هذه رياضة موت و شرف رمز المحاربين! |
| Huzur ve onur sizinle olsun. | Open Subtitles | السلام والشرف يلحق بكم قد لا نعرف المزيد من النزاعات |
| Aşk ve onur için cenk edip ölmek bir şövalyenin en çok arzuladığı şeydir. | Open Subtitles | القتال والموت لآجل الحب والشرف هو ما يتمناه الفارس فوق كل شيء |
| Buraya sana sorumluluk ve onur hakkında ders vermeye geldim. Ama seninle böyle şeyleri konuşmaktan hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | وآتي هنا، لأسمعكِ محاضرة عن المسؤولية والشرف وبعض الهراء الذي لا أود أن أقوله لكِ |
| Benim için en büyük armağan ve onur senin gibi bir kızımın olmasıdır. | Open Subtitles | الهدية والشرف الأعظم هما أن تكوني ابنتي |
| Kendime bunu ve şunu vereceğim, cesaret ve onur için. | Open Subtitles | سوف اعطي نفسي هذه وهذه للشحاعة والشرف |
| Barış ve onur dünyaya geliyor. | Open Subtitles | السلام والشرف قادمة في العالمين |
| Sayın Genel Kurul üyeleri bugün, bu büyük kurumda, Birleşmiş Milletler'de sizlere konuşmak, benim için bir ayrıcalık ve onur kaynağı. | Open Subtitles | الأعضاء الكرام للجمعية العامة، ما امتيازا وشرف فمن |
| Timmy'nin geldiği ülkenin inançlarında birine pasta atmak övgü ve onur göstergesi. | Open Subtitles | بِحدود البلادِ حيث يَجيءُ تيمي مِنْ... رَمي الكعكةِ في شخص ما الشكلُ الأعلى للمديحِ وشرف. |
| - Saygı ve onur! - Saygı ve onur! | Open Subtitles | إحترام وشرف إحترام وشرف |
| Güç ve onur. | Open Subtitles | -بقوة وشرف -بقوة وشرف |
| Güç ve onur. | Open Subtitles | -بقوة وشرف -بقوة وشرف |
| Saygınlık ve onur, onun kanına bulanmamızı gerektiriyor. | Open Subtitles | بالتأكيد الكرامة و الشرف يتطلبان أن نسيل دمه |
| Kesinlikle asalet ve onur adına onun kanına bulanmalıyız | Open Subtitles | بالتأكيد الكرامة و الشرف يتطلبان أن نسيل دمه |
| Bizim gibi adamlar asalet ve onur gibi şeylere pek takılmaz. | Open Subtitles | رجال مثلنا لا يخدمون من أجل الشهامة و الشرف |
| Bu bir ölüm ve onur müsabakası. Bu gladyatörlerin kanunudur! | Open Subtitles | إن هذه رياضة موت و شرف رمز المحاربين! |