| Hunlar ve Romalılar omuz omuza, kardeşçe yaşayabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يعيش الهون والرومان جنبا إلى جنب مثل الأخوة. |
| Hunlar ve Romalılar arasındaki barışa içiyorum. | Open Subtitles | لهذا أن أشرب، للسلام بين الهون والرومان. |
| Burada gördüğümüz, dünya tarihinde Yunanlar'a ve Romalılar'a benzer bir yapı. | Open Subtitles | وما بدأ يتضح لنا الآن هو نمط من تاريخ العالم مشابه للإغريق والرومان |
| Ancak sonra Roma İmparatorluğu çöküşe başladı ve Romalılar Britanya'dan çekildi. | TED | لكن في ذلك الحين بدأت الامبراطورية الرومانية بالانهيار و انسحب الرومان من بريطانيا. |
| ve Romalılar bile kınkanatlısı larvalarını nefis buluyorlardı. | TED | حتى الرومان وجدوا أن يرقات الخنفسة شهيةً جداً. |
| Sonra Yunanlılar ve Romalılar bunlara bir anlam yükledi. | Open Subtitles | ومن ثم أزال اليونان والرومان عنهم صفة الألوهة |
| Fransızlar ve Romalılar'ın daha kötü görgüleri var. | Open Subtitles | الفرنسيون والرومان كانو أسوأ مني |
| Bay Lowe'ın dediğine göre Çinliler yaparmış ve Romalılar görünüşe göre Yunanlılar. | Open Subtitles | السيد (لو) يقول أن الصينيين فعلوا ذلك والرومان.. والإغريق، على ما يبدو |
| Glaber ve Romalılar'a karşı koyacaksak savaşçıları özgür bırakmalıyız. | Open Subtitles | إن كنا سنقف كلنا ضد (غلابر) والرومان.. |
| ve Romalılar'ın inşa ettiği yarım milyon kilometrelik yol şimdi hastalığın yayılması için ideal bir güzergâh sağlıyordu. | Open Subtitles | و الطرق ذاتها التي تمتد لنصف مليون ميل و التي شقها الرومان كانت تمثل الان خير مسار لتفشي المرض |
| Tanrı ve Romalılar. | Open Subtitles | الله و الرومان |