| Evet, emirleri ben verdim ona. Bu adam çekilmez biri. | Open Subtitles | أجل ، سيدي السكرتير العام أعطيته الأوامر |
| Eskort servisi kartı verdim ona ve gitti. | Open Subtitles | أعطيته بطاقتي لخدمة المرافقة ثم غرب عن وجهي |
| Ve nerede oturduğunu da. Posta kodunu bile verdim ona. | Open Subtitles | أعطيته اسمك، فرانكلين و أخبرته اين تعيش |
| Evet, pekala, yarısını çoktan verdim ona. | Open Subtitles | حسناً، لقد أعطيته النصف بالفعل |
| Yani, ilerlemesi için her türlü işareti verdim ona o ise geri çekildi. | Open Subtitles | أعني، لقد أعطيته كل الإشارات التي تدل على الإنتقال للمرحلة التالية، وكل ما فعله هو، الهروب إنّ الرجال لا يهربون عندما تُعطينهم |
| Yayındaki ilk işini ona ben verdim, masa arkasındaki ilk işini, ...yedek sunucu olarak ilk işini ben verdim ona. | Open Subtitles | ويل! لقد أعطيته أول وظيفة له على الهواء, أول وظيفة له على المحطة, |
| - Yengeç pastası verdim ona. - Jules, saçmalık bu. | Open Subtitles | أعطيته كيك التفاح البري - جولز, هذا جنون - |
| - O kitabı ben verdim ona. - Hayır, sen vermedin. | Open Subtitles | أنا أعطيته هذا الكتاب لا لم تعطيه |
| Daha evvel verdim ona zaten. Bu yüzden içelim! | Open Subtitles | أعطيته مسبقاً دعينا نشرب وحسب |
| Ona Sculley ve Markkula'yı verdim. Ona Woz'u verdim. Ona herkesi verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته (سكولي)، (ماركولا) وأعطيته (واز)، وكل واحد. |
| Ona Sculley ve Markkula'yı verdim. Ona Woz'u verdim. Ona herkesi verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته (سكولي)، (ماركولا) وأعطيته (واز)، وكل واحد. |
| Hafızasını karıştırdım, Asker Dan olduğuna dair bir rüya verdim ona. | Open Subtitles | شوشتُ ذاكرته... أعطيته حلماً يكون فيه (دان) الجندي... |
| Parayı verdim ona. | Open Subtitles | أعطيته المال. |