| Vermont'taki bir güneş parkı, gerçek verilere göre metrekareye 4,2 vat enerji veriyor. | TED | وهنا ترون حقل شمسي في فيرمونت مع بيانات حقيقية تعطي 4.2 واط للمترالمربع | 
| Onun kalbini aptal oğlunun Vermont'ta kırdığı gibi hiç kırmadın. | Open Subtitles | لم تفطر قلبه أبدا مثلما فعل ابنه المغفل في فيرمونت | 
| Sadece... Vermont olabildiğince uzağa ve daha da uzağa gidiyor . Vermont? | Open Subtitles | فيرمونت أخذت تتباعد أكثر فأكثر فيرمونت؟ هل أنت كذلك؟ هل أنا ماذا؟ | 
| Adamım, seni seviyor muyum? Fitz ile Vermont'ta olmak istiyorum. | Open Subtitles | اصمت وارقص ياالهي ، كم أعشقك اريد فيرمونت مع فيتز | 
| Teşhisten birkaç hafta sonra, Vermont'a gittik, ve Jeff'i babalar meclisine katılacak ilk kişi olarak seçtim. | TED | حسناً .. بعد عدة اسابيع من تشخيص مرضي ذهبنا الى فرمونت وقررت ان اضع جيف كاول شخص في مجلس الآباء | 
| Vermont'un kırsal kesiminde yaşıyordu, hala da orada yaşıyor. | TED | كان يعيش ،ولا يزال، في فيرمونت الريفية. | 
| Böylece Vermont'a Okula Dönmeyenler Kampı'na gittim. Burada okumayanlar takılıyorlardı ve her şeyi denemeye hazırlardı. | TED | هكذا ذهبت لولاية فيرمونت لمخيم المدرسة، حيث هنالك غير المدرسيين الذين يقومون بالتواجد فقط و مستعدون لتجربة اي شئ | 
| Evdeyken lisede öğretmendim. Vermont'da. | Open Subtitles | أنا قد قمت بالتدريس هناك في موطني في المدرسة الثانوية في فيرمونت | 
| Dinle. Bir kere bir çocuk Vermont'da, Minikani Kampı'nda bunu denedi. | Open Subtitles | حسناً أصغي إلي , هناك طفل تصرف معي بنفس هذا الأسلوب في مخيم مينكاني في فيرمونت | 
| Bu yıI esaslı geçecek. Vermont'ta Şükran Günü, İsviçre'de Noel... | Open Subtitles | إننا نقوم بذلك بشكل صائب نقضي عيد الشكر في فيرمونت وعطلة عيد الميلاد في سويسرا | 
| Vermont'un beyaz göğüslü zirvelerine gitmek ister misin? | Open Subtitles | هل تشعر بالرغبة في أن تستمتع بالتزلج في منحدرات فيرمونت الثلجية؟ | 
| Pekalâ biri beni arabayla Vermont kavşağından alsın. | Open Subtitles | اخبر واحدة منهم أن تلتقطني بمجرد نزولي في فيرمونت | 
| Biri beni arabayla Vermont kavşağından alsın. | Open Subtitles | اخبر واحدة منهم أن تلتقطني بمجرد نزولي في فيرمونت | 
| Bir çocuğa böyle öğretilir. Vermont' kayak yapmaya götürürüm. | Open Subtitles | هكذا تعلم إبنك ثم تأخذه لتزلج فى فيرمونت | 
| Chandler'ın konferansı şeyde olabilir Connecticut veya Vermont'da. | Open Subtitles | هذا مضحك يبدو ان مؤتمر تشاندلر كان يمكن ان يكون في كونيتكت او فيرمونت | 
| Yılın bu zamanında genelde Vermont'ta olurlardı. | Open Subtitles | عادة هم في فيرمونت هذا الوقتِ مِنْ السَنَةِ. | 
| - Az önce dolarlarını Vermont parasına nasıl çevireceğini soruyordu. | Open Subtitles | أود أن تفعل ذلك قريبا. انه فقط طلب مني كيفية تحويل دولار له في المال فيرمونت. | 
| Monica'yı Vermont'da romantik bir otele götürüyorum. | Open Subtitles | لا، سأصطحب مونيكا إلى منتجع رومنسي في فيرمونت. جيّد. ممتاز. | 
| Oh, bunu Vermont'a yuva diyen bir Senatör mü söylüyor. | Open Subtitles | أوه، هذا من عضو مجلس الشيوخ الذي يدعو بـ بيت فيرمونت. | 
| Bu haftasonunu Vermont'taki şu küçük şirin otelde geçirdik. | Open Subtitles | قضينا الاجازه فى مكان صغير جميل فى فرمونت | 
| Daha Vermont'a gidip James'in hediyesini alacağım. | Open Subtitles | أنا ذاهب إلى ولاية فيرموت لـ إحضار هدية عيد ميلاد جيمس | 
| Üstelik Vermont ailesiyle de işi bağlamak üzereydim. | Open Subtitles | فى الحقيقة لا و أكثر من ذلك انت كنت قريبة لأتمم الصفقة مع أهالى فيرمنت |