Tek gözlü bir adam veya kadın arıyordum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن رجل أو امرأة ، بعين واحدة فقط. |
En iyi olan adam veya kadın kazansın. | Open Subtitles | حظا سعيدا، وأه قد يكون أفضل رجل أو امرأة تفوز. |
Kanun budur ve hiçbir Spartalı, kul veya halk erkek veya kadın, köle veya kral kanunun üstünde değildir. | Open Subtitles | هذا هو القانون. ولا اسبراطي، شخص مهم أو مواطن، رجل أو امرأة , عبد أو ملك فوق القانونِ. |
Adam veya kadın, olası kurbanıyla ve iki görgü tanığıyla sınırlı bir hava alanına girene kadar beklemiş oluyor. | Open Subtitles | هو أو هي انتظر حتى أصبح في مساحة محصورة جداً يوجد بها ضحيته |
O zaman tanrı olurdun, ve hiçbir erkek veya kadın... böyle olmak için tasarlanmamıştır. | Open Subtitles | عندها ستكون إله، لا رجل أو إمرأة حيث كان مقدر أن تكون |
Zihnini genişletmek istiyorsan olaya erkek veya kadın açısından bakma. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تفتح ذهنك لا تفكر من ناحية الرجل أو المرأة |
Erkek veya kadın olduğumu düşünmene ne sebep oldu, Michael? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتبرنى رجلا أو امرأة يا مايكل؟ |
Bir adam veya kadın kapı kapı gezen, telefonlar açan insanları, iş bakımından ihtiyaçları için doğru plana yönlendiren biri. | Open Subtitles | رجل أو امرأة يقرع الأبواب،يجري الاتصالات يقابل الناس و الأعمال |
İçeriden bir adam olmalı... veya kadın. | Open Subtitles | ...كان لابد من وجود رجل في الداخل أو امرأة |
Merriam-Webster sözlüğüne göre kız hayran ''birine ya da bir şeye, aşırı veya fazla bir coşkuyla hayranlık duyan genç kız veya kadın." | TED | حسناً، وفقاً للقاموس، قاموس ميريام ويبستر، المعجبة هي "فتاة أو امرأة التي يعتريها الحماس الزائد أو المبالغ فيه لكونها مشجعة لشخص أو لشيء ما." |
Doktorunuz, adam veya kadın, radyasyonla tedavi etmeyi denedi mi? | Open Subtitles | حسنا، هل قام طبيبك... هل قام هو... أو هي بمحاولة علاجك شعاعيا؟ |
güce sahip yetişkin erkeklerin omuzlarında olmalıdır. Yani bu meselelerde lider olması için sorumlu tutmamız gereken erkeklerin. Çünkü bir akran kültüründe bir kişi çıkıp bir konuda sesini yükseltirse, insanlara meydan okursa ve onlara müdahale ederse, erkek veya kadın fark etmez, o kişi gerçekten bir liderdir, öyle değil mi? | TED | الرجال البالغين ذوي السلطة هم الذين علينا تحميلهم المسؤولية لكونهم القادة في هذه القضايا، لأنه عندما يتحدث شخص ما عالياً في ثقافة الأقران والتحديات والمقاطعات، فهو أو هي يكونون قادة، حقاً، أليس كذلك؟ |
Ve belki de mahkemeye gitmiş ve yetkili olarak kayıt olmuş ve töreni yönetebilecek bir erkek veya kadın, "erkek" tanıyorsunuzdur. | Open Subtitles | وربما تعرفين شخص ما ذهب إلى دار العدل "و سجل نفسه ضمن قائمة "الراهبين لذا، هو أو هي ... |
Bir erkek veya kadın için bu dünyadaki en iyi şey bir atın üstüdür. | Open Subtitles | ـ قليلا أفضل شيء في العالم لداخل رجل أو إمرأة... خارج حصان |
veya kadın, sonuçta insan. | Open Subtitles | أو إمرأة حياة إنسان |
İngiltere'de bu iğrenç yaratığı durdurabilecek bir adam veya kadın yok... | Open Subtitles | ليس هناك رجل أو إمرأة في (انكلترا) بإستطاعته إيقاف ذلك المخلوق المثير للإشمئزاز |
Bu adam veya kadın yıllarca bizi atlattı. | Open Subtitles | راوغنا هذا الرجل أو المرأة على مدى أعوام |