Bilgisayarlı tomogrfi taramalarında ve röntgenlerde kanseri taklit eden virüssel bir durum. | Open Subtitles | هي إصابة فيروسية تتشابه مع السرطان في التصوير المقطعي و الأشعة السينية. |
Bunca yıldır buzun içinde donmuş virüssel bir yaşam formu olsaydı... | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء جمد في الماء حياة فيروسية . طوال ذالك الوقت |
Kronik virüssel ülser yarası. | Open Subtitles | التهابات فيروسية قرحية مزمنة |
Hastalık virüssel. virüssel olmak zorunda. Mantıklı başka bir sebep görünmüyor. | Open Subtitles | إنه فيروسي ، لابد وأنه كذلك ما من تفسير عقلاني آخر |
virüssel mi, bakteriyel mi olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | لست متأكدا ان كان فيروسيا أم بكتيريا |
Çoğu bakterinin hücrelerinde, her duruma uyabilen ve virüssel DNA'yı tespit edip yok edebilen CRISPR adlı bir bağışıklık sistemi mevcuttur. | TED | لدى أنواع عديدة من البكتيريا في خلاياها نظام مناعة تكيفي يدعى كريسبر وهو يساعدها على رصد الحمض النووي المصاب بالفيروسات وتدميره. |
O zaman akut virüssel enfeksiyon var. | Open Subtitles | -هذا سيتوافق مع عدوى فيروسية حادة" ." |
Görünüşe bakılırsa Takada virüssel kanamalı ateşten ölmüş. | Open Subtitles | يبدو أن (تاكادا) توفي من حمى نزيفية فيروسية... |
virüssel değil. | Open Subtitles | انه ليس فيروسيا |
Bu birleşik virüssel DNA parçaları CRISPR adlı bir alana eklenirler. | TED | يتم إدخال هذه الأجزاء الصغيرة المتحدة من الحمض النووي المصاب في موضع يسمى كريسبر. |
Bu sistemin bir kısmı, virüssel DNA'yı bulup, çıkartıp, nihayetinde spesifik bir şekilde çürütebilen Cas9 adlı proteinden oluşur. | TED | ومن مكونات نظام كريسبر بروتين يدعى كاس9 وهو قادر على البحث عن الحمض النووي المصاب واقتصاصه وأخيراً تثبيطه بطريقة معينة. |
Bu alanlar bulunduğunda (resimdeki DNA molekülü mavi ile gösterilmekte) görüldüğü gibi bu yapı DNA ile birleşiyor ve Cas9 baltasının virüssel DNA'yı kesmesine olanak sağlıyor. | TED | وعندما يتم العثور على هذه المواقع كما ترون هنا، فإن الجزيء الأزرق يمثل الحمض النووي يرتبط هذا المركب مع الحمض النووي ويتيح المجال لسكين كاس9 لتفصل الحمض النووي المصاب بالفيروس. |