| Kan için merkezi arayın ve vurulan kişi için ameliyatı hazırlayın. | Open Subtitles | اتصل بغرفة العمليات وجهز المصاب بطلق ناري للعملية |
| 999 bildirimi yapılırsa bölgedeki tüm birimler vurulan memurun oraya gider. | Open Subtitles | عند إطلاق نداء حالة 999 جميع الوحدات في المنطقة سوف تهرع بالذهاب للضابط المصاب. |
| Alt kattaki, vurulan, zavallı adam olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | كنت تعلم انه الفتى المسكين من الطابق السفلي الذي أطلق عليه النار |
| Tanrı aşkına dinlen biraz. vurulan yeleğimdi. Geçmesi biraz zaman alacaktır. | Open Subtitles | درعي الواقي، أُصيب يُمكنه الاستراحة قليلاً |
| Bardaki çatışmada vurulan kişi siz misiniz? | Open Subtitles | هل أنت الشخص الذي أصيب أثناء أطلاق النار في البار ؟ |
| O gece vurulan diğer kurbanlar hayatta kaldı. | Open Subtitles | ضحايا الاطلاق الناري في تلك الليلة كلهم نجوا |
| Evet, eve giderken vurulan zenci Amerikalı bir erkek. | Open Subtitles | قُتل في طريقه إلى بيته، لديَّ غطاء لرصاصات 9 ملم، على الرصيف |
| incinen yok, vurulan yok. | Open Subtitles | لا أحد مصاب و قطعا لا أحد تعرض لإطلاق نار |
| Hatırlatayım dört numaradaki vurulan hastaya Percocet vereceksin. | Open Subtitles | للتذكير وحسب دواء بيركوسيت للمصابة بطلق ناري |
| Bir keresinde, evine giren biri tarafından vurulan bir adam vardı. | Open Subtitles | ذات مرّة كان هناك رجل أرديَ من قبل شخص إقتحم منزله، |
| Şey, bu vurulan adam, yani o olmadığını biliyoruz, ancak... böyle düşünmemizi istiyorlarsa o başka, o zaman muhbir o. | Open Subtitles | هذا هو الشاب الذي أطلقوا عليه لذافنحننعلمأنه لايمكن أنيكونهو.. إلاإذا.. كانوا يريدوننا إعتقاد ذلك .. |
| İtiraf etmeliyim ki bize pek vurulan adam gelmiyor. | Open Subtitles | علي أن أعترف، أننا لا نرى الكثير من الناس مصابون بالرصاص |
| vurulan Alman tahtalı köyü boylamış diyorlar. | Open Subtitles | يقولون بأن الألماني المصاب قد مات |
| Ve görünüşe göre vurulan kişi yürümeye devam etmiş. | Open Subtitles | . . و المصاب يبدون أنه تابع السير |
| Kafasından vurulan 7000'de kendine ait olmayan 25 farklı parça vardı. | Open Subtitles | الآلي - 7000 المصاب كان يملك 25 .قطعة مختلفة لا تعود له |
| Polis tarafından Londra tren istasyonunda vurulan genç adam Bekir Hasan'ın avukatları, bugün polis departmanının ödeme teklifini kabul ettiğini söyledi. | Open Subtitles | الممثلون لـ (عائلة (باكير حسن الشاب الذي أطلق عليه النار حتى الموت عن طريق الشرطة على رصيف محطة قطار لندن |
| vurulan hademeyle yapılmış özel bir röportaj. | Open Subtitles | مقابلة خاصّة مع ذلك الحاجب الذي أُصيب |
| Tanrım, seni şerefsiz. vurulan o. | Open Subtitles | اوه ياإلهي أنت عاهر هو الذي أصيب بطلق ناري |
| Percocet almak için. O'Hara'nın vurulan hastası için. | Open Subtitles | دواء بيركوسيت للمصابة بالطلق الناري |
| Evet, eve giderken vurulan zenci Amerikalı bir erkek. | Open Subtitles | -أجل، لديَّ شاب أفريقي أمريكي قُتل في طريقه إلى بيته، لديَّ غطاء لرصاصات 9 ملم، على الرصيف |
| Bizim her gün yaptığımız gibi kendini ateşin içine attığı sırada vurulan bir kahraman. | Open Subtitles | تعرض لإطلاق نار بينما كان يفعل ما نقوم بفعله يومياً عن طريق وضع نفسه في خط النار |
| Bölgesel bir tartışmada vurulan bir Arnavut çete üyesi. | Open Subtitles | عُضو عصابة ألباني، أرديَ في نزاع على منطقة. |
| Muhbir grubun lideriymiş, vurulan adam. | Open Subtitles | الخائن كان قائد المجموعة .. الشاب الذي أطلقوا عليه |
| vurulan polisler var. Tekrar ediyorum, yedinci katta, vurulan polisler var. | Open Subtitles | هناك ضباط مصابون , اكرر ضباط مصابون في الطابق السابع |
| Ama benim yüzümden... vurulan kimseyi görmemiştim. | Open Subtitles | ...لم أر شخصًا من قبل يتلقى رصاصة كانت موجهة إليَّ |
| Ayrıca burada Washington'daki evinizde vurulan ismi olmayan bir ajanla ilgili kapalı bir dosya da okuduk. | Open Subtitles | ولقد قرأنا أيضا ملفا سريا عن عميلة تعرضت لاطلاق نار في شقتها هنا في واشنظن |
| Bilinmeyen biri tarafından vurulan Nicki, Rachel Marron'un ablasıydı. | Open Subtitles | والتي أطلق عليها النار في مكان ناءٍ بجوار البحيرة على يد متسلل مجهول. إن نيكي هي الأخت الصغيرة للمغنية راشيل مارون. |