| Tüm bunları gelecek haftaki bölüm "Woody'nin En Güzel Saati"nde öğreneceğiz." | Open Subtitles | تابعونا في الإسبوع المقبل في الخاتمة حيث سترون لحضة وودي الحاسمة |
| Okumadım ama Woody'nin filmlerindense düz yazılarını daha çok seviyorum. | Open Subtitles | لا, ولكن أنا أحب نثر وودي حتى أكثر من أفلامه |
| Woody'nin bunu kendine yapmış olması sizce mümkün değil mi? | Open Subtitles | لا تعتقدون بأنه من الممكن أن وودي فعل هذا بنفسه؟ |
| Aramızda yanlız Woody'nin işi makul. | Open Subtitles | وودي الوحيد بيننـا الذى يستحق أى شىء , هو لديه وظيفة تليـق به |
| Kendi başına bir adam gördüysen, anla ki Şerif Woody'nin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | و وودي الرجل نفسه طبعا لقد حان الوقت لظهور الشريف وودي |
| - Woody'nin bir planı bile yok. | Open Subtitles | إذا لم تذهب , أنا سأتركك مع الولد وودي ليس لديه خطة |
| Affederiniz, Woody'nin canlanma meselesini neden bu kadar çabuk geçtik? | Open Subtitles | حسناً أنا آسف لماذا اعتمدنا قصة أن وودي عاد إلى الحياة؟ |
| Woody'nin delik kazmasını izlemek epey içimi yaktı. | Open Subtitles | مشاهده وودي يحفر حفراً جعلني عطشاً تماماً |
| Sonra Woody'nin orda yine sorun olmaz demiştim. | Open Subtitles | ومن ثم أبديت موافقتي مرة ثانية حين كنا في مخبر وودي |
| Woody'nin ekibi. Hadi, oyun zamanı. | Open Subtitles | دورية وودي هيا, لقد حان وقت اللعب |
| - Bullseye, Woody'nin atı. - Çok da zekidir. | Open Subtitles | بولزاي هو حصان وودي وهو حصان ذكي |
| Woody'nin stüdyosunda görüşürüz. Ne zaman gelirsiniz? | Open Subtitles | أراك في استديو " وودي " أي ساعة ستصلين ؟ |
| Woody'nin ilaçları konusunda kararını değiştirdiğiniz için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن أشكرك لأنّك غيرت رأيك بشأن أدوية (وودي). |
| TJ, Woody'nin lakabını nereden bulduğunu öğrendi. | Open Subtitles | عرفت تي جي كيف حظى وودي بلقبه |
| Woody'nin, Combo'ya tahammül edebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اظن ان وودي يطيق كومبو |
| Woody'nin apartmanıda durduk, fakat ev sahibi bize, birkaç yıI önce buradan taşındığını söyledi. | Open Subtitles | (توقفنا عند شقة (وودي لكن صاحب الفندق أخبرنا بأنه انتقل قبل عدة سنوات |
| Woody'nin hayatında hatırlamadığı büyük bölümler vardı. | Open Subtitles | كانت هناك أقسام كبيرة من حياة (وودي) لم يتذكرها |
| Liseden nefret ediyordum ve sunumlardan da nefret etmeye eğilimliydim, fakat şansıma, Woody'nin küçük gösterisi sıkıcı değildi. | Open Subtitles | أكره الثانوية و أكره العروض التقديمية لكنماأدهشني أن عرض (وودي) الصغير لم يكن مملا ً |
| Woody'nin bana verdiği listeyi kontrol ettim ve bir şeyler aldım. | Open Subtitles | (لقد تفقدّت القائمة التي أعطاني إياها (وودي وجئت ببعض الأشياء |
| Woody'nin altın gibi bir kalbi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعني , وودي " حصل على قلب من ذهب |