| Birkez John Bontecou Parrish İletişimi elde edince, onu parçalara ayıracak, ve parça parça en yüksek fiyatı verene satacak | Open Subtitles | سيتم تقسيم الشركة عما قريب لمن يدفع أكثر هذه كانت الخطة من البداية |
| Bizi, deneylerde kullanmak üzere en yüksek fiyatı verene satar belki de kim bilir? | Open Subtitles | تبيعنا لمن يدفع أكثر أو تجري علينا أختبارات من يعرف ؟ |
| The Collective'de baş programcı en yüksek fiyatı verene virüs satan bir grup tekno terörist. | Open Subtitles | الرجل كان رئيس المبرمجين في منظمة كولكتيف مجموعة مارقةٌ من إرهابيين الكنولوجيا باعوا الفيروسات لمن يدفع أكثر |
| - Eğer bu adamın dediklerini yapmazsak ve polise gidersek bilgilerimizi en yüksek fiyatı verene satacak. | Open Subtitles | إذا رفضنا أن نفعل ما يطلبه مننا و ذهبنا للشرطة فهو سيبيع معلوماتنا لمن يدفع أكثر |
| Özellikle de çalıntı Batı teknolojisini... en yüksek fiyatı verene satıyor. | Open Subtitles | يَتعاملُ بة مع التقنيةِ الغربيةِ المسروقةِ تقريباً بشكل خاص ثمّ يَبِيعُها في الخارج إلى من يقدم السعر الأعلى. |
| - Eğer bu adamın dediklerini yapmazsak ve polise gidersek bilgilerimizi en yüksek fiyatı verene satacak. | Open Subtitles | إذا رفضنا أن نفعل ما يطلبه مننا و ذهبنا للشرطة فهو سيبيع معلوماتنا لمن يدفع أكثر |
| Bizde cesetleri en yüksek fiyatı verene satarız. | Open Subtitles | لذلك نحن نبيعها لمن يدفع أعلى سعر |
| En yüksek fiyatı verene satmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل تُريد البيع لمن يدفع أكثر ؟ |
| Ama bence sen en yüksek fiyatı verene... gidecek türden birisin. | Open Subtitles | لكني أظنك من نوعية الرجال الذين يذهبون مع السعر الأعلى |