| Böyle diyeceğini düşünmüştüm ama ne yazık ki, fiyat az önce yükseldi. | Open Subtitles | اعتقد انك ربما تقولين ذلك لكن من سوء الحظ السعر للتو ارتفع |
| Hala ücreti önden alıyoruz ancak son geldiğinden beri fiyatlar biraz yükseldi. | Open Subtitles | الدفع لا يزال مقدّمًا، لكنّ السعر ارتفع مذ آخر مرّة كنت هُنا. |
| Ülke daha zenginleşirken, işsizlik yükseldi ve insanların konaklama ve eğitim gibi meseleler hakkındaki tatminleri düştü. | TED | بينما تصبح الدولة أفضل ماديا، ارتفعت في الحقيقة البطالة وتراجع بسرعة رضاء الناس عن أشياء مثل الإسكان والتعليم. |
| Ama insanların gelecek beklentileri ciddi oranda yükseldi | TED | لكن توقعات الناس لمستقبلهم ارتفعت بشكل ملحوظ. |
| Şimdi ise Lindsey kariyerinde yükseldi, bu yüzden o daha başarılı. | Open Subtitles | لكن الآن مهنيةَ ليندساي إرتفعت كالصاروخ لذا هي أكثر نجاحاً |
| Kan basıncın yükseldi böbreküstü bezlerin aşırı hızlandı ve beyaz hücre sayın, bir yerini kırmış olabileceğine işaret ediyor. | Open Subtitles | إرتفع ضغط دمك و ازداد إفراز هرمون الأدرينالين و خلايا الدم البيضاء متجمعه لابد أنك تعرضت لكسر في العظام |
| Dünya savaşı. Borcumuz astronomik rakamlara yükseldi, GSYİH'nin yüzde 118i, gerçekten tehlikeli ve savunulamayacak bir rakam. | TED | و يرتفع الديْن الى مستويات قصوى. ١١٨ في المائة من إجمالي الناتج المحلي. |
| Babana söylediğim gibi, kalp atışın biraz yükseldi. | Open Subtitles | حسناً، كما أخبرت أباك، معدّل ضربات قلبك مرتفع قليلاً |
| İlk günün sonunda Oklahoma şehrin nüfusu sıfırdan on bine yükseldi ve planlama dairemiz hala bunu ödüyor. | TED | وفي نهاية اليوم الأول، ارتفع عدد سكان مدينة أوكلاهوما من صفر إلى 10,000، ولا يزال قسم التخطيط لدينا يتحمل عواقب ذلك. |
| İki kutup bölgesinde farklıydı ve karbondioksit de atlayarak yükseldi. | TED | كانت مختلفة في المنطقتين القطبيتين، و ارتفع حجم ثاني أوكسيد الكربون أيضا على دفعات. |
| H.M.'nin nöbetleri adeta kayboldu, karakterinde bir değişme de olmadı; hatta IQ'su bile yükseldi. | TED | فقد اختفت النوبات تقريبًا، دون حدوث أيّ تغيير في الشخصيّة. بل ارتفع حاصل ذكائه. |
| Aynı zamanda, bizim borçlarımız GSYH'nin %120'sine kadar yükseldi ve bunun sonucunda yavaş yavaş kendimizi perişan hissediyoruz. | TED | وفي نفس الوقت، ارتفعت نسبة ديوننا إلى 120 وجميعنا نشعر ببعض الإستياء كنتيجة |
| Bu sayı en son ne zaman yükseldi biliyor musunuz? | TED | هل تعلمون متى كانت آخر مرة ارتفعت فيها هذه الأرقام ؟ |
| Bazen çok hızlı yükseldi, sonra düzlük vardı, sonra da hızla arttı. | TED | أحيانا ارتفعت بسرعة كبيرة. ثم وصلت لطور من الإستقرار، ثم ارتفعت بشكل سريع. |
| Borsa 200 puan yükseldi bile. | Open Subtitles | و كذلك الاقتصاد سوق الأسهم بالفعل إرتفعت 200 نقطة |
| İnanılmaz. Firmanın hisseleri bugün bir buçuk puan yükseldi. | Open Subtitles | . هذا جنون إرتفع سهم شركتي 1.5 نقطة اليوم |
| 17 yıl sonra Harare'den ayrıldığımda bu oran her 4 kişiden biri olacak kadar yükseldi. | TED | وهذا يمكن أن يرتفع بالنسبة لواحد من أصل أربعة بالغين بعد 17 سنة من الوقت الذي غادرت فيه هاراري. |
| Kalp ritmi yükseldi. | Open Subtitles | معدل نبضات القلب، مرتفع قليلاً ذلك لا يبدو طبيعياً |
| - Eminim bir şeyler yapılabilir. - Hayır, değeri inanılmaz yükseldi. | Open Subtitles | ـ بالتأكيد أن شيئاً يجب أن ينجز ـ كلا، الأسعار أرتفعت بشكل كبير |
| Bir vuruş yaptı, bir vuruş yaptı ki sporda hızla yükseldi. | Open Subtitles | لديهفرصه... فرصه حقيقية ، و كان يتقدم في هذه الرياضة |
| King'in şöhreti arttıkça Rustin onun baş danışmanı oldu ve Sivil Haklar Hareketinde önemli bir stratejist konumuna yükseldi. | TED | ومع تصاعد شهرة لوثر كينغ، أصبح روستن مستشاره الرئيسي، فضلًا عن أحد الاستراتيجيين الرئيسيين في حركة الحقوق المدنية الأوسع. |
| Onun yerine ülkenin en yüksek hukuki makamlardan birine yükseldi. | Open Subtitles | لقد ترقى بدلا من ذلك الى ارفع منصب قانوني في البلاد |
| Christophe hızla, kendisinin daha deneyimli generallere eşit olduğunu kanıtlayarak yükseldi. | TED | وسريعًا صعد كريستوف من بين الرُتب، مُبرهنًا بأنه القائد العادل من بين أغلب القادة المخضرمين. |
| Öyle bir atladı ki, ki, ki Göğe yükseldi, di, di | Open Subtitles | هي قفزت جداً عالياً عالياً عالياً هي لمست السماء ، السماء ، السماء |
| Belki de o adamı düşündüğün için o yükseldi. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا، تَعْرفُ، أنت كُنْتَ تَفكير بذلك الرجلِ، ولِهذا إرتفعَ. |
| Adım adım yükseldi, mütevazı ve saygılı çünkü tevazu ve saygı, ihtirasın silahlarıdır. | Open Subtitles | لقد ارتقى السلم خطوة فخطوة في تواضع واحترام لأن التواضع والاحترام هما أسلحة الطُموح |