| Dükkana girerken, bana doğru yürüyorlardı. | Open Subtitles | كانا يسيران نحوي عندما دخلا المتجر |
| Yoksa iki dost gibi beraber mi yürüyorlardı? | Open Subtitles | أم انهما يسيران معاً كأصدقاء؟ |
| Gabriel ve Ben, Ortalıkta yürüyorlardı. | Open Subtitles | (جابرييل) و(بن)، يسيران سوية. |
| Koruyucu giysi içindeki işçilerin TV görsellerini hatırlıyorum, orada öylece yürüyorlardı, dikkatimi çeken şey sessizlik ve durgunluk oldu. | TED | وأتذكر تلك الصور التلفازية للعاملين مرتدين سترات الحماية، ويمشون عبر الموقع، وأكثر ما أدهشني كيف كان الهدوء والسكون. |
| Şeytani gözleri olan kadınlar. Tavanda yürüyorlardı. | Open Subtitles | عيونهم كانت مثل عيون الشيطان ويمشون على السقف |
| Ve sadece yürüyorlardı, penceresiz bir odada bir koşu bandında. | TED | وهم كانوا فقط يمشون على جهاز مشي في غرفة خالية من النوافذ. |
| Kullandıkları arabalar da bizimkilere benziyordu ve bu sokaklara benzeyen sokaklarda yürüyorlardı. | Open Subtitles | "صوت (هابورد)" ويقودون سيارات متشابهة تماماً, ويمشون فى شوارع تُشبه هذه الشوارع. |
| "575 kişiydiler ve cenaze alayı gibi yürüyorlardı." | Open Subtitles | كان هناك 575 شخص وكانوا يمشون كأنه نوع من الموكب الجنائزي |
| Kadınlar, yaşlılar ve çocuklar sıra halinde stadyuma doğru yürüyorlardı. | Open Subtitles | كان هناك نساء ، كبار السن و أطفال يمشون في خط باتجاه الملعب الرياضي |