| Gerekirse servis talimatlarını bırakacağım böylece ne sesini duymam, ne de yüzünü görmem gerekecek. | Open Subtitles | سأترك تعليمات للخدمة ، إذا اضطررت لذلك حتى لا أستمع لصوتك أو أرى وجهك |
| Önce yüzünü görmem lazım. | Open Subtitles | حسنا، سأفكّر بمجرد أن أرى وجهك |
| yüzünü görmem lazım. Böylece ifadeni görerek oynayabilirim. | Open Subtitles | أنا بحاجة لرؤية وجهك حتى أنا يمكن أن تقوم به من رد فعلك. |
| Ama sana sorduğum zaman yüzünü görmem gerek. | Open Subtitles | ولكنّي أريد رؤية وجهك عندما أسألك |
| Toronto'ya veya nereye istiyorsan oraya git böylece bir daha yüzünü görmem. | Open Subtitles | ...إرجعي إلى تورونتو, إذهبي إلى أيّ مكان تريدينه طالما أنّني لا أريد رؤيتك من جديد |
| Umarım evlendikten sonra taşınıp giderler de her gün işte onun o aptal güleryüzlü yüzünü görmem gerekmez. | Open Subtitles | آمل بعد أن يتزوجا أن ينتقلا بعيداً، حتى لا اضطر أن أرى وجهها الغبي السعيد كل يوم فى العمل |
| Ne dersem paramı alırım ve bir daha senin yüzünü görmem? | Open Subtitles | لكي آخذ المال و لا أرى وجهك ثانية |
| yüzünü görmem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أرى وجهك. |
| Bunu anlayabilmem için yüzünü görmem gerekirdi. | Open Subtitles | أريد أن أرى وجهك ، لأعرف |
| yüzünü görmem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أرى وجهك |
| yüzünü görmem lazım. | Open Subtitles | أحتاج لرؤية وجهك |
| yüzünü görmem lazım Jack. | Open Subtitles | أحتاج لرؤية وجهك (جـاك) |
| Bu durumu halletmek için yüzünü görmem lazım. | Open Subtitles | ! أنا أحتاج إلى رؤية وجهك لأفعل أي شيء |
| Toronto'ya veya nereye istiyorsan oraya git böylece bir daha yüzünü görmem. | Open Subtitles | ...إرجعي إلى تورونتو, إذهبي إلى أيّ مكان تريدينه طالما أنّني لا أريد رؤيتك من جديد |
| Ne zaman birini aramak istesem yüzünü görmem gerekiyor. | Open Subtitles | في كل مكالمة، أرى وجهها |