| Chloe onu okulda bir çeşit ilaç kullanırken yakaladı onunla yüzleştiğimde ise, neredeyse kendisini kaybediyordu. | Open Subtitles | كلوي أمسكت به يستخدم نوعاً ما من مخدر في المدرسة و عندما واجهته بشأن المخدر هو تقريباً لم يعلم ماذا يقول |
| Artık bir rehber değil, ama işime burnunu sokup duruyor ve bununla ilgili onunla yüzleştiğimde, beni çok küçümsedi. | Open Subtitles | هو لم يعد خادما لكنه مازال يحاول تأدية وظيفتي بدلا منى و عندما واجهته بشأن ذلك |
| Dairende onunla yüzleştiğimde mekânın altını üstüne getiriyordu. | Open Subtitles | لمّا واجهته في شقّتك كان يفتّشها بدقّة وشمول. |
| Onunla yüzleştiğimde çılgına döndü. | Open Subtitles | وعندما واجهته كان في غاية الغضب. |
| Ve onunla yüzleştiğimde Isaac'ın bir yığın adamın günahlarının bedelini ödemesi gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | وعندما واجهته قال أن (إسحاق) عليه أن يدفع ثمن خطايا مجموعة كاملة من الرجال |