| Sizin zamanınızda bilim adamları insanların organlarını değiştirip hayatlarını Yüzlerce yıl uzatacaklarını düşünüyorlardı. | TED | في زمنكم، اعتقد العلماء أنه يمكن للبشر استبدال الأغضاء وتمديد الحياة لمئات السنين. |
| Bazı ünlü yapay zekâ araştırmacıları, Rodney Brooks gibi, bunun Yüzlerce yıl daha gerçekleşmeyeceğini düşünüyor. | TED | بعض باحثي الذكاء الاصطناعي المشاهير مثل رودني بروكس يعتقدون بأن هذا لن يحدث لمئات السنين. |
| Bu iş Yüzlerce yıl bu şekilde yapıldı. | TED | حسناً، هكذا كانت تدار الأمور لمئات السنين. |
| En iyi matematikçilerden bazıları Yüzlerce yıl boyunca bu yapının imkansız olduğunu kantılamaya çalıştı. | TED | قضى بعض أفضل علماء الرياضيات مئات السنين في محاولة إثبات أن هذا الشكل مستحيل. |
| Yüzlerce yıl sonra Avrupa'da gerçekleşen bilimsel uyanışı Müslüman alimler ve bilim insanları tarafından uzun süredir canlı tutulan bir alev tutuşturmuştu. | Open Subtitles | نهضة العلم التي حدثت في أوروبا بعد مئات السنين توهجت بشعلة اٌعتُنيَ بها لوقت طويل |
| İnsanların önceden paketlenmiş besleyici bir kahvaltının keyfini çıkarmaları için daha aradan Yüzlerce yıl geçmesi gerekecekti. | Open Subtitles | وكان أمامهم مئات السنوات كي يتمتعوا فطور معلب ومغذي. |
| Yüzlerce yıl sonra da öyle olmaya devam edecekler. | Open Subtitles | الشرطيون، لن يقتنعوا الآن ولا بعد مائة عام |
| Bununla Birleşik Devletlere Yüzlerce yıl enerji verilebilirdi. | TED | هذا سيمد الولايات المتحدة بالطاقة لمئات السنين. |
| Yüzlerce yıl yaşayabilir. | Open Subtitles | ما من شيئ فتاك أكثر من ال بازيلييسك فهو يعيش لمئات السنين |
| Yerel hükümetin en çok parayı verenin olduğunu adım attığın savaşın yüzlerce yıldır devam ettiğini ve sen gittikten sonra Yüzlerce yıl daha devam edeceğini anlayınca bu iş zor. | Open Subtitles | عندما قامت الحكومة المحلية بالبيع لمن يدفعُ اكثر وأدركت ان الحرب التي تدخلت فيها كانت مندلعة لمئات السنين |
| Üniversitelerde Yüzlerce yıl boyunca geometri ve aritmetik önemli teorik uğraşlardan olmuştu. | Open Subtitles | ظل الحساب والهندسة لمئات السنين في الجامعات موضوعات نظرية مهمة |
| Öldüremem ki. Öldürürsem canavarlar Yüzlerce yıl geri gider. | Open Subtitles | فسيؤدي هذا إلى رجوع الوحوش لمئات السنين للوراء |
| Yüzlerce yıl o pislikler beni süründürdü. | Open Subtitles | لمئات السنين هؤلاء العفريتات جعلنني أُذل |
| Yerel hükümetin en çok parayı verenin olduğunu adım attığın savaşın yüzlerce yıldır devam ettiğini ve sen gittikten sonra Yüzlerce yıl daha devam edeceğini anlayınca bu iş zor. | Open Subtitles | عندما قامت الحكومة المحلية بالبيع لمن يدفعُ اكثر وأدركت ان الحرب التي تدخلت فيها كانت مندلعة لمئات السنين |
| Kadim zamanlarda, tarihin doğuşundan Yüzlerce yıl önce, | Open Subtitles | فى عهود قديمة, مئات السنين قبل فجر التاريخ, |
| Eski insanlar Yüzlerce yıl önce korkunç bir şey yaptı ve bu sular oluştu, değil mi? | Open Subtitles | القدماء ارتكبوا شيئاً فظيعا اليس كذلك كي يتسببوا بكل هذا الماء منذ مئات السنين |
| Sen daha doğmadan Yüzlerce yıl önce ordulara komuta eden bana hem de. | Open Subtitles | أنا ، من أمر الجيوش مئات السنين قبل مولدك |
| Burada, dünyadaki okyanusların Yüzlerce yıl önce nasıl göründüğüne bir göz atabiliriz. | Open Subtitles | هنا يمكننا أن نأخذ لمحة لما بدت عليه محيطات العالم قبل مئات السنوات |
| Şimdilik, dünyadaki okyanusların Yüzlerce yıl önce nasıl göründüğüne göz atabileceğimiz bir yer var. | Open Subtitles | حالياً، هناك مكان يمكن أن يعطينا لمحة عما كانت ستبدو عليه محيطات العالم قبل مئات السنوات |
| İllüminati mi? Onlar Yüzlerce yıl önce silinip gitmişlerdi. | Open Subtitles | لقد اختفوا منذ مئات السنوات. |
| Yüzlerce yıl önce, atalarımdan biri Hristiyan bir keşişmiş. | Open Subtitles | قبل مائة عام كان هُناك راهب مسيحى |
| İçine hapsettiği karanlık fikirlerle birlikte Yüzlerce yıl geçirecek. | Open Subtitles | يعج بالأفكار المظلمة المحصورة معه بينما سيظل على هذه الحال لمئات السنوات |
| Aschen tıpta Yüzlerce yıl ileri. | Open Subtitles | شعب الأشين متقدمين عنا بمئات السنين فى المجال الطبى |