| Alman Propaganda Bakanlığı çocuk hastanesinin yıkımından çarçabuk faydalandı. | Open Subtitles | لقد سارعت وزارة الدعايه الألمانيه للأستفاده من الدمار الذى الحق بمستشفى الأطفال هذه |
| Bunu son derece rahatsız edici buluyorum biz burada gençliğin trajik yıkımından söz ediyoruz ve tek konuşmayı düşüneceğimiz yas zamanının uygun olması ve hatalı kullanılan kelimeler. | Open Subtitles | أجده يزعج بشكل كبير الذي يقال لنا الدمار المأساوي للشاب وكل نحن يمكن أن نعتقد للتحدث عن |
| İlk bakışta, Old Bailey'nin, yıkımından sorumlu olan ekip kızcağıza görkemli bir hediye vermek, doğaçlama da olsa, elveda demek istemiş. | Open Subtitles | في إضاءة على الأحداث يبدو أن المجرم المسؤول عن الدمار في السور القديم أراد أن يقدم للسيدة العجوز رسالة |
| Evet ve aynı zamanda yaratıcı bir güç, üretebilme anlamında iki bireyin yıkımından ortaya yeni bir varlık çıkarıyor. | Open Subtitles | نعم ، و فى نفس الوقت هي قوه خلاقه وناتجه من دمار الشخصيتين |
| Eğer kabul etmezsen krallığımızdaki herkesin ve her şeyin yıkımından sorumlu olursun. | Open Subtitles | إن فكّرتَ بأيّ شيءٍ سوى الموافقة، ستكون المسئولَ عن دمار كلّ شخصٍ و كلّ شيءٍ في مملكتنا. |
| Dünyanın yıkımından kazanç sağladığım onca yıl, hep yanımda yer aldın. | Open Subtitles | لقد وقفتي بجانبي طوال هذه السنوات وأنا أجني ثمار الدمار |
| Storybrooke'un tamamen yıkımından şöyle kaçabiliriz. | Open Subtitles | هكذا سننجو مِن الدمار الكلّيّ ''لـ ''ستوري بروك |
| Storybrooke'un yıkımından bu şekilde kaçabiliriz. Lanetin içinde tedbir amaçlı koyulmuş bir şey var. | Open Subtitles | ''هكذا سننجو مِنْ دمار ''ستوري بروك ثمّة مفتاح أمان مدمج داخل اللعنة... |
| Bu vadi Gardiyan'ın yıkımından korunacak. O yüzden Taş da burada, bizimle kalmalı. Tabii siz de. | Open Subtitles | هذا الوادي سيكون محمّياً من دمار (الصائن)، لذا سيبقى (الحجر) هنا معنا ، و أنتم كذلك. |
| Savaşın ölüm ve yıkımından zar zor kurtulduk. | Open Subtitles | من دمار وهلاك الحرب |