| Ağaçlar, yağmur suyunu atmosfere yeniden salıvermeden önce, suyun akışını emerek doğal bir sünger gibi işlev görürler. | TED | تعمل الأشجار مثل الإسفنج الطبيعي، حيث تمتص مياه الأمطار قبل أن تطلقه مرة أخرى في الغلاف الجوي. |
| Dik Rocky dağları yağmur suyunu ırmaklara akıtıyor ve su seviyesi hızla yükseliyor. | Open Subtitles | جبال روكي المنحدرة تُرسل مياه الأمطار للأنهار ويرتفع المنسوب بسرعة |
| Spor salonu, oyun alanı pazar alanı ve yağmur suyunu biriktiren bir kule inşa edeceğiz. | Open Subtitles | سوف نشمل معها مركز لياقة وهياكل ساحات لعب وبرج لحصاد مياه الأمطار وبالطبع مساحة للبيع القطعة |
| Bir kurdun ayak izinde biriken yağmur suyunu içtiğinde ne olduğunu anlatan eski hikâyeyi duymuşsundur. | Open Subtitles | لقد سمعتِ القصة القديمة بشأن ما يحدث لمَن يشرب مياه المطر من أثر قدم ذئب. |
| Bir tankta yağmur suyunu topluyor ve tuvaletlere pompalıyor. | Open Subtitles | تجمع خزانات مياه المطر وبعد ذلك تنزله إلى المراحيض |
| New York, yağmur suyunu kanalizasyona veren son şehirlerden biri. | Open Subtitles | التي لا تزال تستخدم المجارير في تصريف مياه الأمطار |
| Onlar da yağmur suyunu biriktirir - | Open Subtitles | -لذا يخزنون مياه الأمطار ... |